Giriş
(9)

aynı anda iki kadro kazanma ve işlerin karışması

gmzo
geçen ay bir vakıf üniversitesinin araştırma görevlisi kadrosunu kazanmıştım. bir ofiste çalıştığım için ve ihbar sürem olduğundan dolayı, 8 şubat'ta başlamak üzere görüştük, henüz herhangi bir sözleşme imzalanmadı.sonra mezun olduğum devlet üniversitesi kadro açtı. ona da başvurdum, salı sınava gir
geçen ay bir vakıf üniversitesinin araştırma görevlisi kadrosunu kazanmıştım. bir ofiste çalıştığım için ve ihbar sürem olduğundan dolayı, 8 şubat'ta başlamak üzere görüştük, henüz herhangi bir sözleşme imzalanmadı.

sonra mezun olduğum devlet üniversitesi kadro açtı. ona da başvurdum, salı sınava girdim, bugün açıklandı kazanmışım! sevinçten ağladım tabii ki ama benim durumlar çok karıştı, dışarıdan fikir lazım.

- önümüzdeki p.tesi ofisteki son günüm, sonrasında yıllık iznim filan olduğu için gelmeyeceğim ancak son sigorta girişim 7 şubat'ta yapılacak diye konuştuk.

- önümüzdeki çarşamba denizli'ye gidiyorum, nişanım var. mutlaka gidiyorum o yüzden :)

şu an devlet memurlarında güvenlik soruşturması yapılmadan atama gerçekleşmiyor. 2-2.5 ay en az yazanlar var internette. şimdi ben ne yapayım?

ofisle görüşüp beni biraz daha çalıştırın mı diyeyim?

cepten para mı yiyeyim atama gerçekleşene kadar (evleneceğim için tercih ettiğim bir şey değil, para lazım). bir ihtimal süreci ailemin yanında memlekette geçirerek, harcamaları minimuma indirmeyi deneyebilirim.

yoksa vakıf üniversitesine başlayıp, atamam gerçekleşince kaçayım mı (bu da etik değil)?
0
gmzo
(19.01.17)
vakıf üniversitesi için yedekte bekleyen kişiyi düşün. onun hakkının yanmasını umursuyorsan vakıf üniversitesini pas geçip ailenin yanında takıl bir süre. umursamıyorsan ve prosedür olarak mümkünse vakıf üni.'ye gir, ardından devlete geç.
0
zgrydn
(19.01.17)
fizyoterapist bir arkadaşım kasımda atandı halen göreve başlayamadı. güvenlik soruşturması devam ediyormuş.

diğer konularda bir fikrim yok :/
0
belkider
(19.01.17)
Devlete gir. Vakıf üniversitesinde ısrar etme.
0
yaren
(19.01.17)
Vakif universitesi sozlesmesinin sartlari agir olabilir, hic imzalama bile. Guvenlik sorusturmam taaa 2014'te 2 ay surmustu (ki normal insanlarin 10 gun suruyordu). Ben olsam devleti beklerdim sanirim. Su anki is yerin idare edebilirse bence konus.
0
evrim halkasi
(19.01.17)
bildiğim kadarıyla bu güvenlik soruşturması tahmininden uzun sürebilir. ara sıra memurlar.nete giriyorum da öyle bir durum var.
en önce kendini düşünerek, kimseyi de mağdur etmeden(ne kadar mümkünse)onu yap derim.
ayrıca hem evliliğin, hem sınav sonuçların için tebrikler
0
limoncello
(19.01.17)
önce ofisle bir görüş bakalım.
senin yerine birini aldılar mı? senin biraz daha kalman işlerine geliyorsa belki kal diyeceklerdir.
0
niye ama
(19.01.17)
Çevremden fikir aldım, insanlar genel olarak vakıf üniversitesindeki kadromu hemen yakmamamı öneriyorlar devletin işleri belli olmayacağı için. Yarın bir sözleşme örneği isteyeceğim.

Aklıma takılan bir konu var. Pazartesi gidip belgelerimi devlet üniversitesine teslim etsem, süreci başlattıktan sonra vakıf üniversitesinde çalışmaya başladığım için sıkıntı çıkar mı?
0
🌸gmzo
(19.01.17)
vakıfta başka, sonuçta özel sektör istifa edip gidersin.
0
nuisance
(19.01.17)
Kazandığın devlet üniversitesi 50/d kadrosuna atama yapıyorsa, yine bir gün işsiz kalacaksın demektir. Devlet'e kapağı attım diye düşünme.
0
piotr
(20.01.17)
(15)

Mozaik down sendromu

evrenos gazi
30 gunluk bebegimizi ozel bir hastaneye muayeneye goturduk. Doktorla ilk muayenemizdi. Muayene sonrasi doktor anneyi disari cikardi benle gorusmek istedi. Goz cevresi goruntusi haricinde hicbir belirti olmasa da dis gorunusu mozaik down sendromuna benziyor. Ama ne avic ici tek cizgi var, ne dil kal
30 gunluk bebegimizi ozel bir hastaneye muayeneye goturduk. Doktorla ilk muayenemizdi.

Muayene sonrasi doktor anneyi disari cikardi benle gorusmek istedi. Goz cevresi goruntusi haricinde hicbir belirti olmasa da dis gorunusu mozaik down sendromuna benziyor. Ama ne avic ici tek cizgi var, ne dil kalin, ne el parmaklari kut. Hicbir belirti yok. Sizden cekik goz almis, anneden buyuklugu, anneden de burnu almis (ki annenin burnu estetikle yapilmis gibi narin ve kalkiktir, cok karakteristik).

Ama ben yine de benzettim. Test yaptirin bence dedi.

Aninda baska doktora gosterdik ani hastanede. Yani zorlasam bile benzemiyor. Gram alakasi yok. Cocugunuz sadece anne ve babasina benziyor iste. Hic endise etmeyin. Ama biz evhamliyiz derseniz supheyle yasamak yerine yaptirin test ama vaktinize emeginize yazik olur dedi. Yani siz bana soylemeseniz suphenizi, bir bakin yuzune deseniz benim gram aklima gelmezdi mozaik dowsn sendromu. Endise etmeyin dedi.

Esim de saglikci. O test yaptirmak istemiyor cunku sorun olmadigindan emin kendince. Ama ben evham yaptim. O testi yaptirmam lazim. Sonuci bileyim, ne cikarsa basimin ustune.

Yine de merak ediyorum. Burada cocuk doktoru var midir? Bebegin fotograflarini gondersem soyle bir dis gorunuse baksa?

i.hizliresim.com

Fitograf bu. Benim ailem neredeyse uzakdogulu gibi cekik gozlu mesela.
0
evrenos gazi
(19.01.17)
O testin nasıl yapıldığı da önemli, belki bebeği veya anneyi zorlayan acı veren bir testtir, belki çok pahalıdır veya şu anda aklıma gelmeyen başka bir şeyler olabilir. Testi de bir öğrenin.
0
yaren
(19.01.17)
Hiç sanmıyorum bu bebişte bir sey olsun ama basit bir testse yaptırın gitsin.
0
basubadelmevt
(19.01.17)
Test universite genetik biliminde ucretsiz yapiliyormus. Sadece kan ile kromizim sayimi.
0
🌸evrenos gazi
(19.01.17)
Ben hiçbir şey göremedim ama uzmanların kontrolu geçerlidir. Bence de yaptırın bir test olsun bitsin.
0
Kresto
(19.01.17)
Bir yakınımızın bebeği down sendromlu doğdu, kalbinde bir sorun vardı bu sendromda %90 karşılaşan bişeymiş bu kalp sorunu ve erken teşhis ile ameliyat olunca ilerdeki çıkacak sıkıntılar için önlem olduğundan bahsetmişti. Belki karınıza erken teşisin önemli olduğunu anlatırsanız test için razı olabilir. Yeni doğum yapan anneler çok duygusal oluyor hormonlardan dolayı, çocuguna kondurmak istemiyor olabilir, test yaptırmaktan ne zarar gelir ki.
0
eja
(19.01.17)
allah bağışlasın. doktorun bakışıyla bizim bakışımız aynı olmaz heralde ama sıkıntı yok bencede.
0
sutlu nescafe
(19.01.17)
Çok tatlıymış Allah bağışlasın, bu şüphe ile hayatınızı mahvetneyin özelde genetik testi yapanlar var devlette geç çıkıyor genetik testler.
0
Fritz-X
(19.01.17)
Sadece bir kan testi. Maddi sorununuz yoksa direkt gidip ozelde yaptirin, beklemeyin. En son ben hastanede staj yaparken (7-8 sene once) birkac aydan fazla suruyordu sonuc vermemiz. Ama bu tamamen yogunluktan. Kromozom analizi yaklasik 4-5 gun surer toplamda.

Net bir sey soylemeyeyim ama bu cocuk (hele de baba cekik gozlu diyorsaniz) down sendromuyla alakali gorunmuyor. Her cekik gozlu bebege down mu diyormus acaba o doktor?

Not: Doktor degil genetikciyim.
0
evrim halkasi
(19.01.17)
allah bağışlasın sağlıklı ömrü olsun bebişin. özeller biraz evhamlı olabiliyor yeğenime de testislerinin rengi koyu olduğu için birkaç test yapmışlardı. babasının da öyleymiş bebekken yani muhtemelen genetikti ama bir şey çıkmadı içimiz rahat etti. testi beklerken bile insan çok geriliyor o yüzden yaptırın derim. şimdiden geçmiş olsun.
0
who cares wins
(19.01.17)
Oncelikle Allah anali babali buyutsun masallah cok tatli cok. 10 aylik bebek sahibi bir anne olarak konusayim bende. Suan esiniz muhtemel hormon etkisiyle test yaptirmak istemiyordur. Dogumdan once bize de bebegimizin kalbinde parlaklik olmasi sebebiyle down olabilir demislerdi. Ben de o zaman hayir test mest yaptirmiyorum demistim ama doguma girerken ilk kez pisman oldum keske bilseydim dedim bu kadar kafamda kurmazdim.

Aklinizda kalip acaba diyeceginize bir tup kanla bu isi cozersiniz.

Insallah cok guzel haberler alirsiniz.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(19.01.17)
Diyelim kötü ihtimal doğru. İnkarın hiçbir şeye faydası yok.
Diyelim iyi ihtimal doğru. En ufak şüpheyle geçecek bir güne, kabusla bölünen bir gece uykusuna değmez. Çocuğu severken acaba demeye değer mi yav..
0
kargn
(19.01.17)
Hocam çocuk bence down'lu değil.
ama şöyle bir şey var mozaik'lerde bazı fiziksel belirtiler olmayabiliyor yada daha az belirgin oluyor. Ben yine de %95 değil diyorum. Yine de test yaptırın hiç bir zararı yok ki çocuğa.
0
chaoslord
(20.01.17)
öncelikle ben o doktorun ta amk.

bebeğiniz down sendromu olan bebeklere benzemiyor bir kere. ayrıca zaten sizin ailenizin gözleri de çekikmiş, size çekmiş. siz de biliyorsunuz ancak insanın kendi yavrusu olunca haklı olarak evhamlanıyor. şimdi ne kadar çevreniz, eşiniz ve başka doktorlar down sendromu yok deseler de içinizde sürekli bir şüphe olacak. kafanızı buna takıp duracaksınız.

eğer kafamı takmam diyorsanız hiç yaptırmayın. ancak kafamı takarım, sürekli aklımda bi acaba olur diyorsanız testi yaptırın kurtulun.
0
yemrem
(20.01.17)
Hocam esiniz saglikci olabilir de hic bir konuda bu kadar emin olunmamasi gerektigini savunuyorum, inada gerek yok ikinci bir gorus her zaman yatistirici olur. Esinizin inadi yuzunden bebegin saglik durumunda gozden kacan birsey varsa allah korusun hepiniz uzulursunuz.
0
herseysoyledigimgibioldu
(21.01.17)
Yahu kardeşim bu doktorlar çok düşüncesiz olmuyor mu bazen? Yani böyle bir şey düşünüyorsan söyleme, şu doktora de, o doktoru ara ve böyle bir durum var ilgilenir misiniz dese daha iyi olmaz mı? Şimdi öyle bir şey söylüyorsun ki ebeveyni şüpheler içine sokuyor, belki de aile içi bir kıyıma sokuyorsun.

Şimdi böyle bir şey söylediği için gidin test yaptırın, içiniz rahatlasın. Bu şüphe ile şuraya başlık açmanız bile ne kadar kötü durumda olduğunuzu gösteriyor.

Geçmiş olsun..
0
st curse
(21.01.17)
(1)

bilim ve gelecek tüm sayılarını

denlar
arıyorum, hangi sahafta bulabilirim bilginiz var mı? yada ödünç alabileceğim birileri var mıdır?
arıyorum, hangi sahafta bulabilirim bilginiz var mı? yada ödünç alabileceğim birileri var mıdır?
0
denlar
(18.01.17)
Derginin ofisi Kadıköy'deydi en son. Oradan alabilirsin.
0
evrim halkasi
(18.01.17)
(39)

Kardeşim nasıl düzelecek? Nasıl normal olacak?

ya ben lan neyse
kendisi 20 yaşında. okumadı. meslek lisesi mezunu işte. 1 sene çakmışlığı var lise öncesinde. okurken bile çok zor gönderiyorduk okula.kendi alanıyla ilgili çalışmak istemiyor. çok alakasız işlerde çalışıyor. "peki neden bu bölümü seçtin?" diyorum. "sen seçtirdin ben makine istiyordum." diyor. halbu
kendisi 20 yaşında. okumadı. meslek lisesi mezunu işte. 1 sene çakmışlığı var lise öncesinde. okurken bile çok zor gönderiyorduk okula.

kendi alanıyla ilgili çalışmak istemiyor. çok alakasız işlerde çalışıyor. "peki neden bu bölümü seçtin?" diyorum. "sen seçtirdin ben makine istiyordum." diyor. halbuki yok öyle bir şey. bir kere "elektronik iyidir." demiştim sadece.

kötü huyları var. bir kere aşırı derecede sinirli. sinirlenince bulunduğu mekan, zaman fark etmiyor. sofradaysa sofrayı dağıtıyor. misafirlikteyse küfür edip kalkıp gidiyor. asansördeyse kapıyı yumruklayıp yine küfür ediyor.

bir sorunu da bu küfür işte. aşırı derecede küfür ediyor. ana-avrat-bacı... tanıdığı tanımadığı herkese. yeter ki sinirlensin.

aşırı derecede anlayışsız. evde 6 kişiye 6 parça yemek ayrılsa hoşuna gitti mi 6'sını da yiyip kalkar. etli sebze yemeği olsun, tenceredeki tüm etleri yeyip gider. diğerleri umrunda değildir. yemeği beğenmesin yine ana-bacı annesine saydırır. kendine kıymalı yumurta yaptırır, zerre vicdan azabı duymadan yemeğini yer.

evde 1 tane pc varsa hep o oturmak ister. herkes ona hizmet etsin ister.

evde 100 lira olsun, o parayla 1 ay geçinmek zorunda kalalım, hepsini kendine harcasa vicdan azabı duymaz. parayı dışarda yer gelir.

araba da araba diye tutturdu şimdi de. laf falan anlatamıyorsun. babasından kredi çekmesini istedi babası kabul etmedi, abisinden istedi kabul etmedi. şimdi de benden istiyor annem aracılığıyla -bu arada abisiyim- 5 milyar kredi çekip verecekmişim o da bana sonra ödeyecekmiş...

şu anda 1750 liraya çalışıyor ama para biriktirmek için bile sabredemiyor. illa hemen olsun istiyor. 9 ay sonra kredi çekebiliyormuş ama onu da bekleyemiyor. eline geçen parayı çarçur edip oturuyor.

daha önce 2 defa 5bin altı araba alıp bindi. sonra bir gün sinirlenip arabalardan birinin camını çerçevesini indirip hurda fiyatına sattı. ortada neden falan da yok ha... öyle bir şeye sinirlenmiş güya. hıncını arabadan çıkarmış. bir diğerini de paramparça edip parçalarını sattı. şimdi de 3.yü
istiyor.

"ben 5 yıldır 3000 maaşa çalışıyorum bak benim bile daha arabam yok." diyorum "ama araba benim çocukluk hayalimdi. ulan şu dünyada 5 bin lira bulamayacaksam ne biçim adamım lan ben!" diye haykırıyor. bunları sanki babasını birileri öldürmüş de intikam yemini eder gibi bağırarak söylüyor ha. normal de değil. öyle normalleştirmiş ki kafasında sanki araba çocukluk hayali diye birileri ona araba almak zorundaymış gibi.

yahu geçen sene yine böyle araba krizlerine girmiş. intihar edecek olmuş. kimi zaman kendine ayakkabı alacak para bulamayan annem yıllardır biriktirdiği 10 tane çeyrek altını ona vermiş. o da ağlamış, sarılmış anneme... "söz geri ödeyeceğim". demiş. ama ödemek bir yana o paranın içine de çok afedersiniz sıçıp batırmış.

2 yıla yakın zamandır antidepresan kullanıyor. hatta 2 farklı ilacı birden kullanıyor. bakıyorsun evi var, karnı tok, hastalığı yok... yahu neden depresyona girmişsin? hadi onu sorgulamıyorum da sürekli bir "mutsuzum da mutsuzum." havalarında. bir keresinde çok muhabbet edince anneme "ben defalarca intihar etmeyi düşündüm ama aklıma sen geldin etmedim." demiş. neden yahu ne derdin var? ne travma yaşadın ki?

bazen ortada hiçbir sebep yokken evdeki kimseyle haftalarca konuşmuyor. sinirli sinirli geziyor. ağzından küfürü eksik etmiyor.

dayak mayak bu yaşta olmaz ama çocukluğunda abisinden de annesinden de çok dayak yedi. hep bu arıza hareketleri yüzünden... ama hiçbiri kar etmedi.

bakıyorsun geleceğe yönelik hiçbir hedefi yok. "ben şunu olmak istiyorum, şu yaşta evlenmek istiyorum..." hiçbir şey yok... varsa yoksa şahin marka arabalar ve modifiye...

onun için en son yapılan 2016 kpss ye başvurum. "bana tamam girerim." dedi. sınav gününün arefesinde "bana ne ben mi başvurdum?" deyip sınava girmedi..adama "bak sınav 2 yıl geçerli. memur olsan kötü mü olur? istediğin arabayı alırsın..." desem de fayda etmedi. zaten öyle bir insan ki sen konuştuğunda yüzüne falan bakmaz, seni de dinlemez. 2 dakikayı geçirdin mi "off yeter be bi sus bıdı bıdı kulağamı s.ktin." der.

yıllardır kullandığı ilaçlar bitince hiç umursamaz. "oğlum bunlar antidepresan bak. 2 gün almazsan beynin şaşar. kendini kaybedersin." diyorum ama hiç umursamıyor. ilaçları bitince annesi bunun kimliğini alıp aile hekimine yalvar yakar ilaç yazıdırıyor. anca öyle kullanıyor ilaçları. yoksa "bana ne yea." kafasında.

merhametlidir. bazen gelip "yahu bugün şunu şunu gördüm çok üzüldüm." der. bazen bir coşkuyla gelip annesine sarılır... kaç kere annesine sarılıp "söz seni bir daha hiç üzmeyeceğim." dedi ama nafile. bazen neşeli neşeli şarkı söyleyip el şakaları falan yapar ama bunlar olsa olsa yüzde 10 zamanda...

ben de diğer abisiyim. 14 yıldır gurbette olduğum için ergenliğinde falan yanında değildim. babam da aşırı ilgisiz, vurdumduymaz, sorumsuz bir adam. onun da çocukluğu ağır psikolojik sorunları olan yarı yatalak bir anneyle geçmiş. 13 yaşında evden gidip günlerce dışarıda yatan ve kimsenin nerde olduğunu sormadığı bir çocukluk.

bu çocuk benim kardeşim. her ne olursa olsun düzelmesini, en azından normal bir insan olmasını o kadar çok istiyorum ki... psikiyatriste de götürdük, karşımıza alıp da konuştuk. diğer abisinden yediği dayağı kimseden yemedi. travmatik bir olay da yaşamadı ama neden böyle bir anlam veremiyoruz.

ana ilkokulu baba ortaokulu bitirmiş. ellerinden bir şey gelmiyor. baba işçi emeklisi sorumsuz bir adam. annesi kendini yeyip bitirdi. bazen üzüntüden günlerce uyuyor. ben hala gurbetteyim. yanında olamıyorum. ben aramasam 6 ay beni aramıyor. zaten dinlemek falan adeti değil. "beynimi siktin yeter." deyip kestirip atıyor.

en kötüsü de hiç konuşmak bile istemediğim bir ihtimal ki kendisi bile bazen dillendiriyor.

ne yapıcam ben dostlar? nasıl düzelecek bu çocuk? çocukluğundan beri doktorlara müptela. ilaçlar hayatının parçası. ne deneyelim daha? diğer abisi de sorumsuz ama bunun kadar değil. bende asla böyle bir durum yok.

çok seviyorum onu. düzelsin istiyorum. sorumluluk duyan, mutlu, anlayışlı, sakin bir genç olsun.

okuyanlara çok teşekkür ederim.

ne yapayım? ne yapayım?

sağ olun...
0
ya ben lan neyse
(15.01.17)
gitmediyse askere gönder.. aklı başına gelir
0
lupelius
(15.01.17)
sonuna kadar okudum, kardeşiniz haksız, babanız da çocuğun bu hale gelmesinde suçu var.

askere gitti mi bilmiyorum ama askerlik onu çok güzel adam eder. ben ne sinirli adamlar gördüm giderken de geldiğinde düzelen.
0
blue eyes white dragon
(15.01.17)
üzücü bir durummuş öncelikle geçmiş olsun, benim de 20 yaşında bir kardeşim var. kendisi okuyor ama arada saçma işler yapıyor diye kızıyordum, bunları okuyunca artık kızmamaya karar verdim açıkcası.

aynı şey benim başıma gelseydi ne yapardım bilmiyorum, bu durumda en iyisi psikolojik yardım almasını sağlamak galiba, bir şekilde bunu başarırsanız ona iyi gelecektir.
0
Apocalypse
(15.01.17)
askerde 2 gün yemeği beğenmesin kaçar arkadaşlar. ya da silahı başına dayayıp olay çıkarır. bilsem ki eninde sonunda bitirecek askerliği, hiç önemli değil gönderiririm ama tahmin edebiliyorum ne olacağını.
0
🌸ya ben lan neyse
(15.01.17)
Hepsini okudum ve kardeşiniz bence net hasta. Hastayı da kötü anlamda söylemiyorum yani cidden söylüyorum. Antidepresan da kullanıyormuş zaten.
Neyi olduğunu kesin olarak öğrenmeden de askere gitmesi sakıncalı olabilir. Sağlıklı insanlar kafayı yiyip dönüyor askerden.
Bu konuda bilgili biri değilim, sadece sezgi ile konuşuyorum ama acaba hastalığının seyri farklılaşmış ya da verilen ilaçlar uygunsuz/yetersiz kalmış olabilir mi? Şöyle biraz araştırıp gerçekten iyi bir doktora gösterseniz yeniden?
0
buff
(15.01.17)
onun için yapabileceğiniz bir şey olduğunu sanmıyorum. sizi aşar. kendinizi boşuna üzmeyin.

abim sizin kardeşinizden daha sorunlu bir insandı. antisosyal, psikopat filan değildi ama insanın ruhunu oyan iğrenç bir karakterdi.
böyle tiplerin o merhamet uyandıran hareketlerine içlenmek, "meme, aymut" diyen hanzoya kanıp el vermeye benzer. elini veren kolunu kaptırır.

ben kendisini hayatımdan çıkaralı yıllar oldu. mecbur kalmadıkça herhangi bir diyaloğa girmiyorum. kafam (en azından bu açıdan) tüy gibi.

umarım fazla kötümser olmadım.
0
filteria
(15.01.17)
Bircok davranisinda dayimi gordum, lakin benim dayim zihinsel engelli. Beynindeki damarlarda falan problem var. Eger fizyolojik bir sorun yoksa -ki umarim yoktur- asiri derecede simartilmis, muhtemelen dayak arsizi olmus bir adam. Bir sekilde duzgun tedavi almasini saglamaktan baska bir care yok. Bu yasta eve kapatip dovecek haliniz de yok.

Her istedigini bu sekilde elde etmeye alismis. Anne niye veriyor mesela 10 ceyrek altini, 2 abisi olmasa erkek oldugu icin boyle yetistiriliyor diyecegim ama oyle de gorunmuyor pek. Bir kere en onemli sey asla para vermemek, bana oyle geliyor ki anne o krediyi cekecek (umarim vermezler).

Yapilacak sey alip guzel bir yere goturup, duzgunce konusmak. Bu yaptiklariyla dikkat cektigini falan saniyor olabilir, sanki bagirip cagirirsa hakim o olacakmis gibi. Bunun boyle olmadigini, calisip kendisinin kazanacagini vs anlatin. Kotu anlarda elbette yaninda oldugunuzu ama boyle yaparsa cevresindeki herkesi kaybetme tehlikesi oldugunu hatirlatmak iyi olabilir.

Ama her seyden once duzgun bir tedavi gerekiyor. Oyle annenin ilac yazdirmaya gitmesiyle olacak is degil. Terapi falan da onemli. Kolayliklar.
0
evrim halkasi
(15.01.17)
bir şekilde istediğini ailesine yaptırabileceğini bildiği sürece böyle devam edecek.
0
dinsiz adam
(15.01.17)
Inancli misiniz degil misiniz bilmiyorum belki gondermek de istemeyebilisiniz fakat tarikat tarzi olmayan yatili kuran kursu gibi diyanete bagli bir yerlerde bir sure yatili kalsa belki bir faydasi olur. Kimi insanlarda manevi tatminiyetsizlik degisik sekillerde ortaya cikarabiliyor. Hem bir sure o da kafasini dinler inzivaya cekilir hem de kendiyle basbasa kalinca dine yonelerek bu hircinligini bir nebze kirabilir. Belki ters de tepebilir fakat gordugum kadariyla en azindan denenebilir bir sureligine. Yazik en cok anbenize uzuldum. Boyle durumlarda onlar kadar kimse kahrolmaz. Bence dini bir yer olmasa bile yurt tarzi bir yerlerde kalarak kendi basinin caresine bakmali. Kadincagiz en azindan rahat eder. Bir de Iyi bir psikiyatri prof'una da randevu almanizi tavsiye ederim muhakkak. Allah yardimciniz olsun hakikaten cok zor bir durum. Dilerim tez zamanda kardesniz duzelir.

Aklima gelmisken bu cocugun kendini mutlu hissedecegi, enerjisini bosaltabilecegi bir alani olmali. Herkesten surekli laf yemek elbette onun da hosuna gitmiyordur. Ne bileyim bir futbol bir basketbol tarzi kurs olur takim olur bir yerlere yonlendirilmeli diye dusunuyorum. Belki baska bir aktivite olarak tiyatro/drama kurslari da faydali olabilir karakterinin duzelmesinde.
0
mandy moore
(15.01.17)
Tedaviye ihtiyaci var ama.tedavi yerine.simartilmis simdiye kadar. Bana gore hayatin evrensel.kurallarindan birisi "kim bozdu ise o tamir eder" dir. Sizin yapacaginiz birsey yok, sirasi ile.ebeveyn terbiyesi, agir ilac.yuklemesi, askerlik gibi, patron gibi, mahalledeki ağır abi gibi gucunun yetemeyecegi bir otorite.trfindan islah, en sonunda da.topluca maaile ve izolasyon.
0
thewizardofearthsea
(15.01.17)
tek geçerli yol görünüyor: psikiyatrist.
şöyle 1 sene boyunca ilaç destekli(elbet psikiyatrist uygun görürse) terapi onu kendine getirecektir.
uzun dönem askertlik diyorlar ki, riskli bir tercih gibi geldi bana.
çok iyi gelebilir de, gelemeyebilir de.
0
pangea
(15.01.17)
öbür abi üvey mi? böyle bir durum da yani ailenin parçalanmış olması da etkilemiştir belki.

bence sevilmesi, sevildiğini hissetmesi lazım aileden olmayan biri tarafından.. keşke bir koz arkadaşı olsa. eminim daha sakinleşirdi. psikolojisi çok bozuk insana aile üyesi dahi yardım edemeyebilir. ciddi bir olay, kayıp yaşamadıkça da düzelmez gibi geliyor bana da. psikiyatril destek alsa bile
0
blacksky
(15.01.17)
*kız arkadaşı
0
blacksky
(15.01.17)
bildiğim bir şey varsa o da askerliğin kimseyi düzeltmeyeceği.

kısa dönem askerliğim süresince, 5 tane ölüm ve yaralanma ile biten olay gördüm.

3 tanesi kardeşiniz gibi profile sahip tiplerdi. hayatım niye bombok lan öff diye kendini vurdu.

1 tanesi mutfakta kesme doğrama yaparken, benim 5 ayım var senin 3 ayın. adalet mi lan bu deyip mutfaktaki başka bir adama satır çekti, diğeri de bıçakla karşılık verdi.

1 tanesi de içtimada, cep telefonlarını verin diyen çavuşa, sen kimsin lan benim telefonu mu alacan diyerek elindeki tüfekle adamı önüne katıp kovaladı, 100 metre ilerde yakalayıp bacağından vurdu. (sınır birliği olduğumuzdan gerçek mermili dolu tüfeklerdi)

yabani olup da sakinleşen görmedim ama.
0
wilhelmwasmuss
(15.01.17)
Tam çözüm önerisi değil ama şunu söyleyebilirim: kardeşinizin hayatın gerçekleriyle karşılaşması gerekiyor. Yani para kazanmayı öğrenmesi lazım. Annr baba veya akraba olmadan hayatta bir bok olamayacağını sert bir şekilde görmeli. Bu da onu yola getirmezse zaten yapilacak baska bir sey yok. Askerlik çözüm değil. Gider orada da komutan döver, kavga eder. Dayak yese bile değişmez.

Yemek mi beğenmiyor, ac kalsın. Para mi istiyor, is bulsun. Tamamen kendi basinin caresine bakmayi ogrenmesi lazim. Hayat cok guzel ehlilestirir onu.
0
sansli pipi
(15.01.17)
Profosyonel destek alın bence ailecek. Onun ve ailenin davranışlarını düzelmesi yönünde değiştirmelisiniz bu yüzden sizin de destek almanız gerekiyor.
Kolay bir mesele gibi durmuyor. İnanıyorsanız Allah yardımcınız olsun.
0
cahs
(15.01.17)
Mobilde olduğum için ekleme yapamadım. Şunu da eklemek istiyorum:

Türkiye psikopatı bol, ruh sağlığı bozuk, kaybedecek gerçekten hicbir seyi olmayan, hayalsiz insanlardan mevcut bir yer. Kendinden daha sinirlisine denk gelmesi sadece zaman meselesi. Yolda yürürken, alışveriş yaparken, trafikte... kendisi bunu tecrübe ettigi zaman bir seyler degisebilir.
0
sansli pipi
(15.01.17)
Kardeşinizde antisosyal kişilik bozukluğu var. Kişilik bozukluklarının kesin bir tedavisi yok ancak ilaç ve terapiyle semptomlar ehlileştirilebilir. Bu tıbbi bakış açısıydı.
Şimdi benim şahsi görüşüm; ya hakkaten mesela yemeği beğenmiyorsa neden ona yeni yemek yapılıyor? Araba konusunda iki tane saçma sapan vukuatı varken neden anne yine altın veriyor araba alması için? Ben deli oluyorum böyle tiplere ya onunki inatsa ben daha inatım kazık kadar adam yemeği beğenmiyorsa aç kalsın ya da çok istiyorsa her gün yemeğini kendi yapsın. Evde herkesten hizmet mi istiyor? çamaşırlarını bile yıkamasın annesi aslında evden de atmak lazım ya abartmayayım hadi.intihar etcem diye annenizi ve sizi korkutuyor duygularınızı sömürüyor kusura bakmayın ama o biraz sıkar. Bu kadar bencil bir insan kendi canına da o kadar kolay kıyamaz. Siz onun ailesisiniz diye onun her türlü saçmalıklarını küfürlerini çekmek zorunda değilsiniz önce bunu anlaması lazım.
0
pastörizesüt
(15.01.17)
Bence de askere falan gondermeyin. Saglam adam deliriyor askerde. Gitse ya kendisine ya baskasina zarar verir. Nasil yapacaksiniz bilmiyorum ama tek bir yol var tedavi. Ayrica istedigi hic bir seyi yapmasin kimse. Ustune dusulmesin, boyle giderse dislanacagini farkettirsinler.
0
sanguine mcqaer
(15.01.17)
kardeşinizi kendi yanınıza çağırsanız? bir süre birlikte takılsanız belki size sorunu yokmuş gibi gözüküyor ama ya daha ciddi sorunları varsa uzaktan bunu bilemezsiniz. En basitinden bir kıza kafayı taktığı için araba alıp onu elde edebileceğini düşünüyor olabilir.
Ben kardeşiniz olsam (sanırım kardeşinizle aynı yaşlardayım) uzaktan telefonla arayıp bana akıl verseniz ben sizi ciddiye almam, iyiliğimi düşünüyor demem. Uzun zamandır da gurbettesiniz sanırım o yüzden bence önce kardeşinizin sevgisini ve saygısını kazanmanız lazım sizi örnek almasını sağlamanız lazım belki o zaman sizi dinler.
0
powerpufgirl
(15.01.17)
ben annenize cok uzuldum. ancak diger arkadaslara katiliyorum para vermeyi kesmeniz ve bu konuda dik durmaniz lazim.
ayrica sansli pipi cok mantikli bir noktaya deginmis, turkiye'de kaybedecek hicbir seyi olmayan milyonlarca insan var artik. yarin bir gun inatlasir basina bir sey gelir cok uzulursunuz. trafik isigi icin birbirini olduruyor millet. tedavi sart.
0
kassiopeia
(15.01.17)
kardeşiniz dol israfı olarak tanımlanan ve çevrenize sırf zarar veren tiplerden birine benziyor.

kapıyı disardan kapasın bence. herkes için en iyi ve kesin çözüm olacaktır. efor sarfetmeye lüzum yok.
0
no christ requires
(15.01.17)
siz düzeltemezsiniz.

şu veya bu sebeple "yiyici" diyebileceğim, sosyal açıdan sorunlu, tıbbi ismini hatırlamadığım -ancak olduğunu bildiğim- bir kişilik bozukluğu var kardeşinizin. aşırı samimi, koşulsuz güvene dayalı, hatta "vıcık vıcık" diyebileceğim türk aile yapısı bu kişilik bozukluğunu mükemmel şekilde besliyor maalesef, "gurbetteyim" deyip evdeki kardeşinize böyle dertlenmeniz dahi bu savı güçlendiriyor, başka bir toplumda çoktan kapının önüne konup, hayatla yüzleştirilecek bir adamı 20 yaşına kadar 8 yaşında bir çocuk zekası ve sosyal becerisiyle korumuş aileniz. çevresindekiler ne kadar bu şekilde zaaf gösterirse, kardeşiniz de bu zaaflarla beslenmeye ve bu karakteriyle yaşamaya devam edecek, hatta etmesi neredeyse rasyonel, kendince doğru olanı yapıyor diyebilirim.

bu yaşantısını kendi yararı açısından mantıksız, verimsiz hale getirecek sert adımlar atılmadığı sürece, ki atılmayacağı belli oluyor, hiçbir doktor, ilaç, konuşma vs. ile bir insanın, hem de o yaşta bir insanın karakterini değiştiremezsiniz, kendisi isteyecek önce.

tek cümlede kolay çözümü yok bunun, ama adettendir kendi keskin uçlu fikrimi yazayım: kapının önüne koyun.
0
aranelsurion
(15.01.17)
okudum ve çok üzüldüm. Allah onun ve sizin yardımcısı olsun.

Ben de bir dönem benzer şeyler yaşadım kardeşim kaynaklı. Aklıma getirmek istemeyeceğim şeyler. Allah düşmanıma vermesin. Ama gerçekten en sevmediğim, nefret ettiğim insana dahi (ki yok öyle biri. kişisel olarak nefret ettiğim) vermesin. çok kötüydü. Çok zor bir dönemdi.

Hatırlamak dahi istemiyorum o olayları ve dönemleri.

Size bol sabır ve kolaylık diliyorum. Keşke ilaç olarak "şudur" diyebileceğim bir şey; bit yol, yöntem olsa. yok...

En zoru da annenin durumu. O kadıncağızın çektiğini kimse çekmiyordur.
0
runfor
(15.01.17)
saglam bi dayak yemesi sart. ama oyle boyle bi dayak degil. oyle bi yiyecek ki bi daha birak ota boka kufretmeyi evdekilere bile cvp verirken 2 defa dusunecek.

evet anti pedagojik bi tavsiye oldu; ama yasli ergenlere hic katlanamam.
0
mayeskuel
(15.01.17)
okumadım askerlik diyenlere katılmıyorum. yakşamlar.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(15.01.17)
kardeşinizin terapi alması lazım ki bunun için bu durumdan kurtulma isteği de olması lazım. Ancak kendisi durumundan memnun.
Otoriter baba vs koruması anne kaynaklı özellikle küçük çocuklarda ayyuka çıkan bir sorun bu, kişilik bozukluğuna kadar gidiyor genelde.

Öncelikle kardeşinizin durumunu anlattığınız kadar biliyoruz. O nedenle yanlış yorumlar yapılabilir ve bundan kaynaklanacak bir zarar da kendinizi daha kötü hissedebilirsiniz.Ona yapabileceğiniz en büyük iyilik terapi almasını sağlamak. Antidepresanla bir yere varamazsınız. Anne başta olmak üzere siz de ona yardım etmeyi ve öğüt vermeyi bırakacaksınız. Sizden para istediğinde yok sana verecek param diyebileceksiniz. Anneniz asla asla yardım etmeyecek, ona özel yemek yapmayacak.Ona özel hiçbirşey yapmayacak. Ev işlerinde yardım bekleyecek. Başkasının hakkını (yemeğini vs) yediğini gördüğünüzde tepki vereceksiniz. Gerekirse küsüp konuşmayacaksınız. Ama sizin pes edeceğinizi düşünürse ve pes ederseniz tekrar düzene sokmanız imkansız olur. Çok kararlı olduğunuzu görmesi lazım. Artık kimsenin onu tolere edemeyeceğini görmesi lazım. Askere giderse değişmez. Bunların iki türlüsü var: ya tam manyak olup orda da bir sürü olay çıkarır, Sizi akıl sağlığınızdan eder ya da dışardaki sosyal hayatta normal , saygılı bir tipdir. Yeni yeni tanıyanlar çok sever. Askeriye gibi yerde kendini dışa vurmaz. Prim yapamaz çünkü. Kısa yoldan köşeyi dönme planları yaparlar. Ailenin kamburu olurlar. Ben uzun süre aynı yerde çalışabileceğini de düşünmüyorum.
Kolaylıklar dilerim
0
i am a legal alien
(16.01.17)
kardesınız haksız yazanlar olmus da şaka mısınız siz? ne hakkı ne haksızlıgı?

kardesınızın psıkolojık problemlerı var, kendini öldürmek istemesini, depresyonunu küçümsemişsiniz, ne derdi var ki diye, evi var karnı tok olması depresyona girememesi anlamına gelmez. o kadar küfür etmesi de içinde çok mutsuz oldugunun ispatı, hatta su cumlelerde arkasından gelmıs

'ben de diğer abisiyim. 14 yıldır gurbette olduğum için ergenliğinde falan yanında değildim. babam da aşırı ilgisiz, vurdumduymaz, sorumsuz bir adam'

sanırım sızın ya kafanız karısmıs ya da ınsan psıkolojısından hıc anlamıyorsunuz, bu cocugun ılgılye ıhtıyacı var ımkanınız varsa psıkologa gonderın, ona onu sevdıgınızı deger verdıgınızı bol bol soyleyın
0
hopp
(16.01.17)
anlattigin kadariyla kardesinde klasik sosyopati / antisosyal kisilik bozuklugu belirtileri var. uzun profesyonel bir yardimdan ote ona yardim edebilecek biri yok onun da garantisi yok. o yalvarmalar, anneye sarilmalar, borc oderimler, intihar tesebbusleri, merhametli gorunmeler HEPSI rol. Bu insanlar malesef zehir gibi zeka ve gozlem becerisine sahiptir, kimden nasil pozitif bir tepki alabileceklerini cok cok iyi bilir herkesi parmaklarinda oynatirlar. zerre rahatsiz hissetmezler verdikleri zarardan.

kardesinin yaradilisi kotu demiyorum yanlis anlama, bu bir akil hastaligi. isteklerine tepkilerine "iyilesme belirtilerine" merhametine vs. gercekmis gozuyle bakmayin asla, bu insanlarin hayatlari rol yapma ve istedigini elde etme uzerine kuruludur bildikleri tek hayat budur. kotu biri oldugundan degil, beyinleri bir sorun sonucu boyle calisiyor. senin mesela hayatta isteklerin var degil mi? onlara calisirim ulasirim belki diye dusunuyorsun. bu insanlar "cevremdeki dunyayi manipule ederek isteklerime nasil ulasirim" dusuncesiyle calisir, bu yolda baskalarinin kayiplari acilari onlarin icinde gercek hisler hissettirmez. kimisinin sevdigi biri ölür mesela salya sumuk agladiklarini gorursun uzuntuden ama aslinda yaptiklari "bu durumda insan cok uzgun gorunmeli ben de onu yapiyorum" tepkisidir kendi kafalarinda. yine diyorum kotu insanlar olduklarindan degil, kafalari normal dusunceleri oyle calisiyor. ona ferrari araba alacagini soylesen, sana gercekten inansa ama 6 ay normal adam ol desen (senin gorebilecegin durumlarda) normal adamligin kralini sana gosterir sen bile sasirirsin vay be adam oldu dersin. arabanin anahtarini aldigi an eski haline doner. "x yaparsam y istegime ulasirim" denklemiyle calisir yani, bu x in etkisinin baska insanlara bedelinin ne oldugu ile ilgili empati yapma becerileri yoktur. oyle bir becerin olmasa sen de oyle davranirdin. o empati varmis gibi davranabilirler ama bu da zekalarinin urunu; gozlem yeteneklerinin urunu.

biz de ugrastik bu problemleri olan biriyle oradan cok iyi biliyorum. bu kisilerin davranislarina tepkilerine normal durust bir insanmis gibi yaklasirsaniz caniniz cok yanar. unutmamaniz gereken tek sey size gosterdigi butun rollerinin tiyatro oldugudur, ve bu tiyatronun amaci hep sizden kendi cikarina bir tepki elde etmektir. herkesin karninin yumusak noktasini cok iyi bilirler ve bunu kullanarak istediklerini almaya calisirlar. sizi ailesi olarak avucunun ici gibi biliyordur zaten. butun zayif noktalariniz onun cok iyi bildigi seyler; yeni tanistiklari kisilerde de bu zayifliklari cok kolay sezer ve kullanirlar.

profesyonel destege ikna etmekten (ki bir cikari olursa ikna olmus gibi yapabilir, tecrubesiz profesyonelleri parmaklarinda oynatabilirler) baska care yok. yoksa bir gun baslarini belaya sokup iceri giriyorlar malesef. veya bir gun kendilerinden daha cetin bir cevizle kesisiyor yollari ve daha kotusu oluyor. o yuzden bu konu ile ilgilenen profesyonelleri arastirmanizi oneririm. :/
0
robokot
(16.01.17)
Selam, bir kaç kişi daha söylemiş. Daha okurken antisosyal kişilik bozukluğu dedim. Anlattıklarınla çok örtüşüyor. Psikiyatrist+1
0
betsy
(16.01.17)
Bu link de burada bulunsun: tr.wikipedia.org

Ingilizce varsa daha detayli: en.wikipedia.org
0
robokot
(16.01.17)
bende vardi boyle bir dayi. adamin psikolojik sorunlari vardi, hastaydi. manik-depresif dediklerinden. vicdanlidir falan; ama manik donemine geldiginde durduramazsiniz, herhangi manyakca bir seyi yapabilirdi. o donemlerinde evlenmisligi; donem bittikten sonra bosanmisligi vardir bu sekilde soyleyim. ama aileden dolayi da simarikligi, hastaligini tetikledi benim fikrim. sizde de bu sekilde gozukuyor. kardesiniz ailenizden yuz bulmus, hastaliginin costugu donemlerde kendini rahatlamak icin size saldirmis, size her istedigini yaptirma yoluna gitmis. tedaviye ihtiyaci var, gerekirse hastaneye yatacak ki genelde bu tarz hastalar istemiyor ve korkuyor. bir defa girip ciksin hastaneye, ondan sonra kuzu gibi olur. askerlik cozum degil. dayak yer, dayak atar; ama bitince, sizin basiniza eski haliyle kalir.
0
ubi dubium ibi libertas
(16.01.17)
kusura bakma yarısına kadar sabredebildim.
kaba bir tabi ama hiç siktir çekmemişsiniz. yarın bir gün anneni babanı dövüp ellerinden emekli maaşlarını da alır bu çünkü hakettiğini düşünüyor ve öfke kontrolü yok.
0
kayranin kedisi
(16.01.17)
@mor bembombom, ben ornegin bir teshiste bulunmadim, bu rahatsizligin "belirtileri var" dedim, anlatilana gore de soyledigim dogru. anlatilan sey belirtilen probleme o kadar uyuyor ki "elimde deri iki yana ayrilmis ve ortasindan kan akiyor" diyen birine elini kesmissin demekle esdeger nerdeyse.

antisosyal kisilik bozuklugunun teshisinde onemli bir problem teshisin genellikle hasta yakinlariyla yapilan konusmalar ile koyulabilmesidir. cunku bu insanlar gerektiginde tamamen dengeli bir insan rolunu cok iyi yapabilirler cocuk yasta bile. tek basina terapiye giden birinin terapistini hic bir problemi olmadigina inandirmasi sık gorulen bir seydir. gunluk hayatlarini bukalemun olarak idame ettiren bu kisiler icin normal dengeli bir insan rolu yapmak hic de zor degildir. o yuzden diyorum ki bugune kadar buna benzer bir teshis konulmamissa kisiyi direk terapiste yollamak yerine terapistle yakinlarin tecrubelerini paylasmasi sonrasi terapiye alinmasi daha dogru bir davranis olabiliyor. antisosyal kisilik bozuklugu olan biri kendi rizasiyla bir profesyonele gidip o profesyonelden bu rahatsizliga sahip olduguna dair bir teshis genelde alamaz, aldirmaz. tecrubeyle sabittir.
0
robokot
(16.01.17)
ben bir problem göremedim. aslan gibi ''türk'' ergeni ve dahi erkeği yetiştirmişsiniz.
0
anonymice
(16.01.17)
anonymice +1 sorun çocuğu dikkate almanız. böyle tipler tepkiden beslenir. domimant köpekler gibidirler. saldırgan hareketlerine tepki verirseniz olumlanırlar bundan ve dozunu arttırırlar sürekli.

yapmanız gereken kardeşinizi siklememek. yemeği yemiyor musun, siktir git. beğenmedin mi siktir git? kafamı şişirdin siktir git deyin. bir süre sonra döner normale.
0
jangbogo
(16.01.17)
robokot hakli. antisosyal kisilik bozuklugu gibi geldi bana da. checklist icin
www.e-psikiyatri.com
0
bir varmis bir yokmus
(16.01.17)
dayımın oğlu tarifine uyuyor. 6 yıl hapis yattı. orada bunu dindarlaştırmışlar biraz kalıba sokmuşlar. halen hafiften psikopat ama yontulmuş psikopat. artık insanlara iyi davranıyor, kimseye salça olmuyor, herkese yardımcı olmaya çalışıyor ama aynı zamanda direksiyonun başına geçtiği zaman hız yapmadan, makas atmadan da duramıyor.
0
bu ne dunya kardesimmm
(16.01.17)
dostlar, bana yardım çabalarınızdan hakiki manada çok duygulandım. var olun. hepinizi seviyorum ve böyle bir zümrenin içinde olmaktan gurur duyuyorum.
0
🌸ya ben lan neyse
(18.01.17)
(6)

vekaletname çıkartma ücreti ne kadar?

Sskywalkeremre
bilen var mı?
bilen var mı?
0
Sskywalkeremre
(14.01.17)
Genel vekaletname pahalı olur, falanca belediyede su saati almak gibi detaysız bir işe özel yazılırsa düşer ücreti.
0
kargn
(14.01.17)
ne konuda vekaletname vereceğinize göre arada uçurum olacak kadar değişir.

her kurumda her işinizi gördürecek bir genel vekaletname 2000 lira tutarken, avukata vereceğiniz veya araç alım satımı için vereceğiniz vekaletname 100 civarı falan tutar.
0
kibritsuyu
(14.01.17)
Degisiyor, hangi vekalet? Avukata gecen genel vekalet verdim, 109 odedim. Gecen sene babama verdim yine genel vekaletti, 150 TL civariydi galiba.
0
evrim halkasi
(14.01.17)
konularına göre ayrıldığını bilmiyordum ama geçen yıl erasmus'a giden arkadaşım banka işlemlerini halletmem için bana vekalet vermişti ve 100 lira ödemişti. kağıtta bu özel olarak not düşülmüş müydü onu hatırlamıyorum.
0
havana
(14.01.17)
Banamın vedatından sonra banka işlemini halledebilmesi için kardeşime bereceğim vekaleti.
0
🌸Sskywalkeremre
(14.01.17)
100 lira civari tutar sadece bunun icinse.
0
evrim halkasi
(14.01.17)
(7)

APA formatında referans verirken

mrsmoon
selam akademiklerşimdi bir derleme olan kitapta, içinde makalesi bulunan bir yazarı refer edicem. şöyle mesela: Ayfer Bartu Candan & Cenk Özbay'ın derleme kitabı, makale de Asu Aksoy'a aitAksoy (Bartu Candan & Ozbay, 2014, pg. 30) claims bla bla mı? yoksaBartu Candan & Ozbay (2014, pg. 30) claim dah
selam akademikler

şimdi bir derleme olan kitapta, içinde makalesi bulunan bir yazarı refer edicem. şöyle mesela: Ayfer Bartu Candan & Cenk Özbay'ın derleme kitabı, makale de Asu Aksoy'a ait

Aksoy (Bartu Candan & Ozbay, 2014, pg. 30) claims bla bla

mı? yoksa

Bartu Candan & Ozbay (2014, pg. 30) claim daha doğru olur? ama argüman aksoy'a ait. ilkinden yana kullanıyorum ben hakkımı ama emin olamadım.

bir de, güzel ayrıntılı apa referansı anlatan bir web site bilen var mı? çok makbule geçer. online dergilerde yer alan röportajı nasıl kaynak göstereceğimi hala bulamadım.

teşekkürler!
0
mrsmoon
(12.01.17)
Mendeley gibi bir referans editoru kullanirsan bunlarla ugrasmak zorunda kalmazsin, otomatik ekler, kafan rahat olur. Ilk sorun icin eger yanlis anlamadiysam, Aksoy (2014) olacak. Kaynakcada Aksoy'u vereceksin, su kitabin icinde diyeceksin.

Su linkten ayrintili bakabilirsin: www.easybib.com
0
evrim halkasi
(12.01.17)
benim bildiğim: (Candan ve Özbay, 2014: 30)

sonra kaynakçaya tamamen koymak durumundasın.
0
tuzumkuru
(12.01.17)
According to Aksoy, (as cited in Candan and Ozbay, 2014) "blablabla" (p.30).

Ben hep bu şekilde yapıyorum. Asıl yazarın soyadı mutlaka belirtilmeli. Ek olarak, paraphrase yapılacaksa sayfa numarasını yazmaya gerek yok.

APA referansı anlatan APA'nın kendi sitesi var. Ayrıca ref.me sitesi de kaynakça kısmını hazırlarken yardımcı olabilir.
Kolay gelsin!
0
youshookmeallnightlong
(12.01.17)
as cited in +1

Türkçe makalelerde aktaran olarak kullanıyoruz.
0
throw down the sword
(12.01.17)
Arkadas aktarandan bahsetmemis, derleme bir kitapta bulunan kitap bolumunden bahsetmis. Su kitabin icinde bu makale deyip makale yazarinin adini kullanacak. Aktaran baska bir sey. Verdigim linkte neden bahsettigi yazili.
0
evrim halkasi
(12.01.17)
Şimdi anlaşıldı. Kitap bölümünde geçen bir makaleye atıf veriliyor gibi anlamıştım.
0
throw down the sword
(12.01.17)
@evrim halkası aynen dediğin gibi. çok teşekkürler.
0
🌸mrsmoon
(13.01.17)
(3)

tez merkezi dışında türk sitesi yok mu?

Sour
birkaç araştırmaya bakmam gerekiyor fakat bunların illa ki tez mi olması gerekiyor, dışarıdan araştırma yapmış olanlara topluca bakabileceğim bir yer var mı yurt dışı örneklerinde olduğu gibi?
birkaç araştırmaya bakmam gerekiyor fakat bunların illa ki tez mi olması gerekiyor, dışarıdan araştırma yapmış olanlara topluca bakabileceğim bir yer var mı yurt dışı örneklerinde olduğu gibi?
0
Sour
(11.01.17)
asosindex.com

burada da yayımlanmış makaleler, dergiler var, işinize yarar mı?
0
m e b
(11.01.17)
uvt.ulakbim.gov.tr

Burası da TR Index.
0
throw down the sword
(12.01.17)
evrim halkasi
(12.01.17)
(8)

En Büyük 'İyi ki'niz?

fragile lady
Şu hayattaki en büyük 'iyi ki'niz ve övüncünüz nedir?Ben başlıyorum; benim için doğru ve iyi olduğuna inandığım şeylerin peşinden cesurca gittim.Buyrunuz...
Şu hayattaki en büyük 'iyi ki'niz ve övüncünüz nedir?

Ben başlıyorum; benim için doğru ve iyi olduğuna inandığım şeylerin peşinden cesurca gittim.

Buyrunuz...
0
fragile lady
(10.01.17)
yaşadığım onca şeye rağmen hala pes etmemiş olmam diyebilirim. pek övünç veya "iyi ki" değil ama en azından bir nebze de olsa güçlü olduğumu hissettiriyor ara ara.
0
gadasiz
(10.01.17)
İyi ki istifa edip kendi işimi kurma cesaretini göstermişim.
0
razvan rat
(10.01.17)
İyi ki doğdum.
0
pike
(10.01.17)
iyi ki doğdun @pike.

edit: bu sıra cevaplarım sürekli siliniyor, bu yüzden gerçek cevabım "iyi ki kendimi okuduğum bölümün dışında çalışabilecek bir yerde eğittim" olsun, olmadı bu şekilde çalışırım hani.
0
Apocalypse
(10.01.17)
İyi ki ıstanbulda okudum.
0
cabiday
(10.01.17)
İyi ki hayvanlarımı sahiplendim.
İyi ki yüzü doğaya dönük bir insan olarak büyümeyi başarabildim.
0
buff
(10.01.17)
Su: eksisozluk.com

Bir tek kez bile pisman olmadim. Aklima geldikce huzur doluyorum. Her yerde anlatiyorum falan, o derece iyi ki :)
0
evrim halkasi
(10.01.17)
janım qamqilerim tabii ki de.
0
filteria
(10.01.17)
(8)

bitirme tezi çalan tez danışmanı

misc
arkadaşımın lisans bitirme tezini, danışman hocası makale formatına getirmiş ve arkadaşımdan izinsiz bir şekilde kendi adına yazılmış gibi göstererek bu makaleyi avrupada bir konferansta sunmuş. arkadaşımın hocasının bu hareketine karşı atabileceği hukuki ve idari adımlar ile sonuçları neler olabili
arkadaşımın lisans bitirme tezini, danışman hocası makale formatına getirmiş ve arkadaşımdan izinsiz bir şekilde kendi adına yazılmış gibi göstererek bu makaleyi avrupada bir konferansta sunmuş. arkadaşımın hocasının bu hareketine karşı atabileceği hukuki ve idari adımlar ile sonuçları neler olabilir?

bilgisi ve tecrübesi olan arkadaşlardan yardım bekliyorum.
0
misc
(10.01.17)
Oncelikle bitirme tezini aynen mi almis? Genellikle hocalar lisans bitirme ogrencilerine kendi projelerinin ufak bir parcasini verirler, yani konu benzer olabilir ama adam baska verilerle falan kendi calismasini sunmustur, bu kisma dikkat etmis mi arkadasiniz? Etik olarak o verileri ve sonuclari kullandiysa adini yazmali tabii ki, calismayi dikkatli incelemekte fayda var.

Bu durumun bildigim kadariyla yasal bir yaptirimi yok. Nice intihaller ortbas edildi, bu durum da kuvvetle muhtemel oyle olacaktir. Ancak bitirme tezi bolume verilmistir, duruyordur. Bitirme tezinin bir ornegi ile rektorluge dilekce yazabilir, olmazsa YOK'e. Ama dedigim gibi cok bir cikti beklemeyin.

Aklima gelen son secenek, konferansi duzenleyenlere yazmak. Yani uluslararasi camiada rezil etmekten baska ise yaramaz. Durumu iyice inceleyin, dedigim gibi konu benzer olup calisma farkli olabilir.
0
evrim halkasi
(10.01.17)
Bol bol duyurunca illaki bir ceza alınıyor. İnceleniyor kurum tarafından. Ama Evrim Halkası'nın haklı olduğu bir konu, çalıntı olduğundan emin olun. O konuyu daha önce hiç işlememiş olması zor hocanın. İllaki makale yazmıştır. Yani, eğer birebir çalıntı cümleler varsa, ve bu durum arkadaşınızın hocasına tezi-tez hazırlığını mail attığı bir zamandan sonra olduğuysa yapışın konuya.
Siz susarsanız, biz susarsak, sonra da ilerde diyeceğiz ki, "aslında zamanında hakkım yenmişti ama ben bi şey demedim" Torunlarınıza daha güzel bir dünya bırakın, herkes bi intihalci hocayı süpürse üniversiteler tertemiz olur.
0
lovemyself
(10.01.17)
arkadaşın akademik kariyer yapmayacaksa boşversin. bunu kanıtlamak, yaptırımına ulaşmak vs çok zaman alır.

ama akademik kariyer yapacaksa peşine düşülür.

benim tezi de hocam makale haline getirecekti, labda 4 gün çalışan kızın bile alını alıp acknowledgementa koydu.
etik meselesi işte.
0
sttc
(11.01.17)
sözlü bildirisi ise çok bir şey cikmaz ne yazik ki. bir yerde bildirinin özeti ya da metni basılmışsa ve orada alıntıları gösterebiliyorsaniz, üniversitenin ve yökün etik kurullarına şikayet edebilirsiniz. intihal yüzünden bir ihtimal ceza alabilir. ama somut kanıtınızın olması gerekiyor.
0
thewizardofearthsea
(11.01.17)
Kıdem düşürme cezası alır, akademik çevrede çok çabuk yayılır böyle dedikodular. Büyük rezil olur hoca yani. Olsun ama böyle hocaların akademiden arınması lazım. Mutlaka şikayet edin, gereken cezayı alsın.

Yasal yaptırımları var, söylenenlerin aksine. Profesörlüğü elinden alınanı biliyorum. Büyük torpili varsa kadrodan atılmaz ama en kötü ihtimal kıdemi gider. Önce üniversite yönetimiyle, yanıt alamazsanız BİMER ile görüşün. Bence direkt bimer'e yazın kanıtlarıyla birlikte.
0
BuddyGuy
(11.01.17)
düpedüz çalıntı olduğu için "çalıntı" olarak yazdım, intihal ve benzeri kavramlar arasındaki ayırdı gözeterek yani, cehaletimden değil.

arkadaşımın bitirme tezine konu kendine özgü tasarıma sahip elektronik devresi birebir kullanılmış, tezinde yaptığı anlatım ve konu makale formatına hiçbir farklı sonuca gitmeden özetlenerek dönüştürülmüş.

burada gelip de bu durumu meşrulaştırırcasına "bir şey çıkmaz bundan ya" demeniz ya da "yanlışınız vardır orada benzer bir konu vardır akademisyen muhtemelen haklıdır" yaklaşımınız da utanç verici doğrusu. farz edin ki ben tamamen haksız ya da yanlış da olabilirim ama sorulan soru akademik hırsızlığa yönelik ve verilecek cevabı da bu duruma göre vermeniz gerekir ki yıllar sonra bu soru başlığına erişip de hakkını aramak isteyen bir insan olursa yanlış yönlendirmeyesiniz.
0
🌸misc
(11.01.17)
Burada hic kimse olayi mesrulastirmiyor. Ozellikle lisans duzeyinde akademiye dair fikri olmayan bircok ogrenci halihazirda hocanin calisma konusu olan seyi calisiyor, hocanin o konuda kendi yaptigi calismalari gordugunde "aa calmis" diye ortalikta dolaniyor. O nedenle ozellikle belirtme ihtiyaci hissettim, yanlis anlamalara mahal verip zor duruma dusmeyin diye. Lakin goruyorum ki hata yapmisim, sanane degil mi?

Profesorlugu elinden alinan var diyen olmus. Profesorluk oyle alinmiyor elinden. Doktora tezi intihal olursa doktorasini yaptigi universitenin senatosu doktora diplomasini iptal eder, bu durumda profesorluk kendiliginden dusebilir. bknz. www.hurriyet.com.tr

Yoksa bir sozlu sunum yuzunden profesorlugu almazlar -ki bence keske alsalar, boyle boyle pislik doluyor ortalik.

YOK'un sitesinde etik yonetmeligi olacakti, orada konuyla ilgili sikayet yollari vs yaziyordu, acin bakin. Bulurdum da su usluba ugrasilmaz.
0
evrim halkasi
(11.01.17)
evrim haklasi'nin dediğinde haklılık payı var. Ben de kendi üstümde çalıştığım projeleri öğrencilere veriyorum ve bir lisans öğrencisinin yaptığı çalışmaya güvenemem. Denk gelirse benimle aynı sonucu elde ederler, denk gelmezse etmezler. Onlar tezlerini yaparken ben zaten onların yaptığını çoktan yapmış oluyorum. Nasıl ki ödev verdiğinde cevap anahtarı önceden hazırlanmış olur; bu da ödevin büyüğü gibi. Öğrenciler bunu bilebilir de, bilmeyebilir de. Her hafta uğrayan bir öğrenci ise muhtemelen biliyordur, ayda bir uğrayan bir öğrenci ise çok da bilmiyordur. Onun bir katkısı varsa, zaten adı da vardır ve duruma göre benden öndedir; ki öyle birkaç öğrencim de var.

Tabii veriyi öğrenci getirdiyse, öğrenci daha iyi bir sonuç elde etti ise ve onun sonuçları yayınlandı ise, metni onun tezinden kopyala yapıştır yaptı ise, arkadaşınızdan aldığı çok net belli olur. Arkadaşınız bu şekilde olduğunu düşünüyorsa, birtakım yollar var.

Konferanslarda sunulan ve yazılı metni konferans kitabında asılan çalışmalara bildiri adı verilir. Makale kadar olmasa da akademik yükselme puanına katkısı vardır. Bu yüzden, eğer arkadaşınız çaldığından eminse şöyle bir yok izleyebilir: 1. Konferansın 'deadline' türü tarihleri olur. Özet kabul etme tarihi, tam metin kabul etme tarihi, tam metnin düzeltilme tarihi, vb. Eğer tam metnin kabul edilme tarihi tez teslimi tarihinden önce ise ya da arkadaşınızın ona gönderim yaptığı tarihlerden önce ise, bir şey elde edilemez. Çünkü arkadaşınız yapılan gönderimden daha sonra teslim etmiş olur. Eğer daha önce gönderim yapılmışsa, bu sefer intihal şüphesi doğar. Turnitin, Urkund, Ithenticate ya da başka bir intihal kontrolü programına hem tezi, daha önce gönderdiği e-postaları ve hem de konferans metnini yükleyebilir ve böylelikle metnin ne kadarlık kısmının intihal yapılan kısım kanıtlanmış olur.

Hocası ile ilgili tüm yazışmaları, gönderdiği metinleri (tarihleri ile birlikte), tez teslimini ve resmi bir tezi hangi tarihte teslim ettiğini gösteren belgeyi, konferansla ilgili tarihleri ve bildiri metnini çıktı alarak Savcılık'a gidebilir. YÖK'e gidecekse yazışmaları götüremez, çünkü TCK'daki özel hayatın gizliliği kapsamında ikili yazışmalar üçüncü partilere gösterilemez. Ancak, YÖK'le ve üniversite yönetimi ile iletişime geçebilir. YÖK'ün konu ile ilgili şikayet birimi ve dilekçe formatı var. Ancak üniversite yönetimi hocayı koruyucu bir tavır alabileceğinden; bu konularla ilgilenen bir avukattan danışmanlık alınabilir. Genelde, sendikaların üniversite şubelerinde görevli avukatlar bu konuları bilirler ama onların da başı şu ara KHK'larla atılan öğretmenlerin davalarını açmakla dertte. Son birkaç yıldır hukuksuzluk alıp yürüdüğü için davalardan kafalarını kaldıramayıp herkesle görüşmeyi haftada bir saate sığdırmaya çalışabiliyorlar. Yine de onlar da birine yönlendirebilir.
0
aychovsky
(11.01.17)
(10)

hard diskteki verileri yeni bilgisayara aktarmanın yolu nedir?

m e b
5 senedir kullandığım dizüstü bilgisayarım var. yere düşürdüğüm için ekran paneli ayrık duruyor. bir de en sağdan dikey şekilde giderek yayılan beyazlık/kırmızılık başladı. şimdi ben bir sabah baktığımda bilgisayar ekranım tamamen bozulmuşsa ve yeni dizüstü almaya kalkarsam bu verileri nasıl aktarab
5 senedir kullandığım dizüstü bilgisayarım var. yere düşürdüğüm için ekran paneli ayrık duruyor. bir de en sağdan dikey şekilde giderek yayılan beyazlık/kırmızılık başladı. şimdi ben bir sabah baktığımda bilgisayar ekranım tamamen bozulmuşsa ve yeni dizüstü almaya kalkarsam bu verileri nasıl aktarabileceğim yenisine? harici hard diskim yok, yedekleme yapamam bu şekilde.
0
m e b
(10.01.17)
Hard diski cikarip SATA kablosuyla yeni bilgisayara baglayacaksin.
0
evrim halkasi
(10.01.17)
EaseUS Todo Backup ile klonlayacaksın.
0
anonymice
(10.01.17)
@evrim halkasi: yani direkt usb kablosu gibi, bir ucunu eski hard diske, bir ucunu da dizüstü bilgisayarıma mı bağlayacağım?
0
🌸m e b
(10.01.17)
Valla biz "olmaz, window sifreli" falan diyorduk ama bi taktik, direkt gordu dosyalari. Hicbir sey istemedi kopyalama sirasinda.
0
evrim halkasi
(10.01.17)
Haci
Harddiski cikartacaksin eski laptoptan
Harddisk kutusu alacaksin
Harddisk in cikisi sata onu usb ye çevirecek
Yeni pcse kppyalayacaksin
0
kingcyrax
(10.01.17)
@kingcrayx kopyalam yetmez, klonlama yapılmalı MBR'yi napıcaksın? bilgisayar açılmaz MBR yi de kopyalamazsan.
0
anonymice
(10.01.17)
@anonymice: direkt çıkar-çalıştır tipi değil midir bendeki hard disk? :(
0
🌸m e b
(10.01.17)
meb, eğer sadece data kopyalaycaksan kingcrayx in dedigini yapman yeterli. ama hardisk diger bilgisayarda da calıssın, windows ondan olsun gibi bir dusunce ıcındeyse. yani windowsu calıstıracaksan takacagın harddiskte, klonlama lazım.
0
anonymice
(10.01.17)
@anonymice: binlerce fotoğraf, binlerce şarkı, e-kitap arşivim var. sadece bunlar kaybolsun istemiyorum. tabii işimi hallettikten sonta eski yerine yeniden takıp çalışsın da isterim. o zaman uygun değil mi @kingcrayx'in dediği yöntem?
0
🌸m e b
(10.01.17)
meb. o zaman uygun .
0
anonymice
(10.01.17)
(10)

THY'de calisan, "icerden" bilgi alabilen var mi?

xfestos
iki gundur ucagim iptal ediliyor yogun kar yagisindan dolayi. yarin programa yetisebilmek icin son sansim. 13.40 prag ucagi yarin ataturk'ten kalkar mi, ne diyorsunuz?
iki gundur ucagim iptal ediliyor yogun kar yagisindan dolayi. yarin programa yetisebilmek icin son sansim. 13.40 prag ucagi yarin ataturk'ten kalkar mi, ne diyorsunuz?
0
xfestos
(08.01.17)
Konuyla ilgili bir bilgim yok ama yetismen gereken acil bir sey varsa diye soyluyorum, dun Sabiha'dan Pegasus'la Prag'a uctum. Ucak icinde bir saat kadar bekledik ama sorunsuz uctuk. Eger durum acilse Pegasus'tan bilet alip, THY'yi iptal edip para iadesini isteyebilirsin sanirim.
0
evrim halkasi
(08.01.17)
rebook edildigi icin iptal edemiyorum ne yazik ki. aslinda cok iyi fikirmis, keske dun yapsaydim ama tahmin edemedim bu kadar aksayacagini her seyin. yarin da ucamazsam sali gunu bunu deneyebilirim, tesekkur ederim.
0
🌸xfestos
(08.01.17)
bugün uçak kalkmış görünüyor.
0
basond
(08.01.17)
basond
(08.01.17)
@basond, cuma gunu iptal olduktan sonra bugunku ucusum 08:25'teydi, iptal oldu. 13.40 ucusuna da yer kalmadigi icin degistiremedim. her gun 3 ucus var praga ama son 2 gunde 1 ucak kaldirabildiler sadece, o da senin gosterdigin. bakalim yarin ne olacak.
0
🌸xfestos
(08.01.17)
yarın erken git durumu izah et check in ini erkenden yapıp sana koltuk vermelerini iste.
belki o zaman kalkan uçağa yer bulabilirsin.
0
basond
(08.01.17)
@bassond, o da imkansiz. en azindan cuma gunu gordugumu soyluyorum, a kontuarindan f kontuarina kadar sira vardi thy ofisine. o siranin 6-7 saatte bile bitecegini dusunmuyorum. en kolayi telefonla ulasmak ki o da 1 saat surdu. ama yarin durum nasil olur bilmiyorum, gidince gorecegim.
0
🌸xfestos
(08.01.17)
anladım online check in falan mümkün değil sanırsam.
umarım işin bir an önce hallolur.
0
basond
(08.01.17)
Yalniz Pegasus'un sali ve carsamba ucusu yokmus. Eger bu yolu izleyeceksen sadece yarinin var.
0
evrim halkasi
(08.01.17)
@basond, tesekkur ederim.

@evrim, yapacak bir sey yok sanirim, zaten yarini kacirirsam muhtemelen hakkim da yanacak ama durumu falan anlatip belki saliya kadar bekletirim.
0
🌸xfestos
(08.01.17)
(6)

En iyi üniversiteler sıralamaları

sack jparrow
Atıf sayısı makale sayısı öğretim üyesi başına düşen makale sayısı vs gibi kriterler sizce önemli midir? Ayrıca aklıma takılan önemli bi husus da boun hem yurtiçi hem yurtdışı sıralamalarında ilk 5 in dışında yer alıyor olması. Nedir bunun sebebi?
Atıf sayısı makale sayısı öğretim üyesi başına düşen makale sayısı vs gibi kriterler sizce önemli midir? Ayrıca aklıma takılan önemli bi husus da boun hem yurtiçi hem yurtdışı sıralamalarında ilk 5 in dışında yer alıyor olması. Nedir bunun sebebi?
0
sack jparrow
(08.01.17)
Tabii ki onemlidir. Yalniz atif sayisi digerlerine gore daha onemlidir. Turkiye'de cogunlukla atif almayan, oylesine basilan yayinlar cikiyor. Yayin sayisindan ziyade kalite daha onemli hale geliyor.

Turkiye'de siralamalarda genelde Istanbul Universitesi ust siralarda olur. Ogretim uyesi sayisi cok fazla ve iki tane tip fakultesi var. Tip Fakultelerinde ellerine gecen vaka sayisi fazla, arastirma ayaklarina geliyor denebilir.

Bogazici Universitesinden gorece daha kaliteli ve daha az sayida yayin cikiyor.
0
evrim halkasi
(08.01.17)
türkiyedeki prestijli okulların yurtiçindeki prestiji yabancı dil eğitimlerinin iyi olmasından geliyor. bazılarında eğitim de aynı oranda kaliteli elbette ama yine de akademik yeterlilikleri dünya standartlarının çok gerisinde. istanbul üniversitesinin nobel ödüllü iki mezunu olması da bazı sıralamalarda üste çıkmasına neden oluyor. ve öğrenci sayısı fazla olsa da akademisyen sayısı ve bazı fakültelerde akademisyen niteliği gerçekten iyi.
0
skayas
(08.01.17)
Sabancı ve bilkentte de tıp fakültesi yok. Onların üst sırada yer almasının nedeni vakıf destekli olması mıdır?
0
🌸sack jparrow
(08.01.17)
Vakif destekli olmasindan ziyade kaliteli akademisyenleri daha fazla para vererek bunyelerinde toplamalari denebilir. Yurtdisinda calisip, kaliteli uretim yapan bilimcileri almaya calisiyorlar. Adamin halihazirda var olan baglantilari sayesinde uluslararasi bircok calismaya katiliyor, kaliteli uretime devam ediyor. Sadece vakif destegi dersek catkati universitelerine haksizlik olur :)
0
evrim halkasi
(08.01.17)
Ben Boğaziçi'yi herkesin gelip geçtiği bir yer olarak görüyorum. Buraya gelen öğretim görevlisi burada kalmıyor. Yurt dışına gidiyor. Boğaziçi bir uğrak yeri, sıçrama noktası gibi. Bu nedenle kemikleşmiş bir kadrosunun olduğunu düşünmüyorum. Batı'da, iyi sayılabilecek bir üniversitenin, iyi sayılabilecek bir mühendislik bölümünde okuyorum. Bölümde 30. yılını tamamlamış hocalar var. Çalışma yapacakları zaman büyük bir koordinasyon içerisinde çalışıyorlar. Normalde akademisyenler pek toplu gezmez ama bizim bölümde belli gruptaki hocalar sürekli iletişim halinde. Artık araştırma grubu mu denir bilmiyorum ama ortada bir birliktelik söz konusu. Durum böyle olunca kısa sürede bile kaliteli makaleler çıkabiliyor. Çünkü hocaların rekabeti söz konusu değil. Aynı makaleye hepsinin adı yazılıyor. Öyle muhteşem şeyler keşfedeyim, herkes benden bahsetsin durumu yok. Hatta bence hocaların çevirdiği kitaplar bile önemli. Bizim bölümdeki iki hoca malzeme bilimi ile akışkanlar mekaniği kitabının çevirmeni. Düşünün yani, tüm Türkiye'de okutulan kitapların çevirmenleri Boğaziçili değil. Tamamen bireysel çabaya bakıyor akademik başarı.
0
dissendium
(08.01.17)
Üniversiteleri değerlendirirken dünyada kullanılan üç ölçek var.

İlki QS ölçeği. QS ölçeği Amerika bazlıdır ve akademik ün, çalışan kişilerin ünleri, doktoralı fakülte elemanı oranı, makale sayısı, atıf sayısı, yabancı öğrenci oranı, yabancı öğretim üyesi oranı, öğretim üyesi çeşitliliği, patent sayısı, vb. çeşitli kriterlere göre değerlendirilerler. İkinci ölçek Times ölçeği ve Avrupa bazlı. Bunda da benzer kriterler var. Daha az sayıda. Örneğin, üniversite ile işbirliği bir kriter ama yabancı öğrenci sayısı bir kriter değil. Bir de Uzak Doğuluların bir ölçeği var ama onu hiç öğrenemedim. Unutup duruyorum.

Bir üniversitenin puanını hesaplarken bu kriterlere uzmanlar ağırlık verir. Örneğin, makale sayısı %10 önemli gibi. QS ölçeği Amerika bazlı olduğu için kriterleri Amerikan üniversitelerini kayırma bazlıdır; Times'ın ölçeği de Avrupa üniversitelerini kayırma bazlıdır. Uzak Doğu'nun kendi ölçeği de kendi üniversitelerini yüksek gösterir mesela. Örneğin, Amerika'dakiler öğretim üyelerinin çeşitliliğine 'inbreeding' açısında önem verirken Avrupalılar 'Bu hiç önemli değil, saçmalıyorsunuz' der. İkisinin de haklı ve haksız tarafı vardır. Bundan öğreneceğimiz tek şey de, herhangi bir ölçeğin %100 doğru olmadığıdır.

Bir de bu ölçekler ilk sıralardaki üniversitede çok fark etmez de; QS'te 200. sıradaki bir üniversite Times'da 500. olabilir. Tam tersi Times'da önemli olan bir üniversite QS için önemli görülmeyebilir. Dolayısıyla, hedef Amerika üniversiteleri ise QS, Avrupa üniversiteleri ise Times'ı kullanmak mantıklı olur.

Örneğin, Times ölçeğinde Boğaziçi ve Koç'u karşılaştıralım. (Kriter sayısı daha az ve anlaması kolay diye Times'ı seçtim)
www.timeshighereducation.com
www.timeshighereducation.com

En büyük farklardan biri endüstriden gelir elde etmede. Demek ki Koç'un hocaları sanayiden çok fazla proje alıyorlar veya girişimciler ama Boğaziçi'ninkiler daha teorik çalışıyor ve sanayi ile Koç kadar iç içe değiller. (Bazı bölümler istisna olabilir). Öğretim de de Koç %5'lik fark atmış Boğaziçi'ne. Öğretimin içinde de akademisyen/öğrenci oranı, laboratuvar koşulları gibi alt kriterler var. Demek ki Koç'ta öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı az ve daha modern laboratuvarları var. Aynı şekilde, Koç Boğaziçi'ne göre uluslararası alanda %10 daha görünürmüş. Demek ki yurtdışındaki hocalarla işbirlikleri ve uluslararası proje sayıları daha fazla. Makale ve yayın sayısında da %6'lık bir fark var. Atıflarda da %13'lük bir fark var. Demek ki bu nedenle Boğaziçi girememiş.

Atıf ve makale sayısı en önemli kriterlerden biri sayılır.
0
aychovsky
(08.01.17)
(2)

Uluslararasi ucuslarda en son boarding saati kactir?

rivulet
Mesela ucak 8de ise saat kacta gate'den gecmek gerekir? Tesekkurler.
Mesela ucak 8de ise saat kacta gate'den gecmek gerekir? Tesekkurler.
0
rivulet
(08.01.17)
kalkıştan 30 dk önce board verilir
0
cekilmis gayfe
(08.01.17)
Hicbir zaman uyulduguna denk gelmedim ama 30 dk.
0
evrim halkasi
(08.01.17)
(3)

Kaynakça Eklemek Hakkında

fasulyek
Bir adet sergi brosüründen de yararlandım ödevim haırlarken tabi olarak yazarın ismi vs yok kynakçaya nasıl eklemem gerek.Örnek: Galeri Non sergisi diyelim ismi x ve Extramücadele isimli sanatçının olsun. Kaynakçada nasıl yazmam gerek Ayrıca bir videodan yararlandım onu nasıl belirtmeliyim.
Bir adet sergi brosüründen de yararlandım ödevim haırlarken tabi olarak yazarın ismi vs yok kynakçaya nasıl eklemem gerek.
Örnek: Galeri Non sergisi diyelim ismi x ve Extramücadele isimli sanatçının olsun.
Kaynakçada nasıl yazmam gerek
Ayrıca bir videodan yararlandım onu nasıl belirtmeliyim.
0
fasulyek
(03.01.17)
Broşürü renkli olarak tarayıcıdan geçir kaydet. Videoyla birlikte bir dvd'ye kaydedip ödevine ek olarak ver.

Broşürü kaynak olarak gösterirken mesela,

Galeri Non gg.aa.yyyy - gg.aa.yyyy tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olan Extramücadele resim sergisinin tanıtım broşürü.

Diyebilirsin diye düşünüyorum.

Video için de eğer internet sitesinden bulduğun bir videoysa bulunduğu adresi ve videonun başlığını, yükleyenini yaz. Mesela

"21. Yüzyılda Yaşayan Türk Yağlıboya Ressamları başlıklı video; adresi youtube.com/ğkhjfpud; yağlıboyaaşığı kanalından"

Gibi. Ya da daha düzgün ifade edilebilir belki. Ama verileri mutlaka ortaya koy.
0
yaren
(04.01.17)
"eser adı","varsa sayfa numarasi", "varsa baski bilgileri, yayim yili".

broşür icinde bir bölümse eaer adı yerine "bölüm adı, icinde: broşür adı"...


"eser adı", "internet sitesi adresinin uzantisinin tamami", erişim tarihi: 03.01.2016.
0
her giriste sifresini unutan adam
(04.01.17)
Broşürü bilmiyorum ama video için hangi referans sistemini kullanıyorsan onun yazım şekline bak.
0
evrim halkasi
(04.01.17)
(2)

phd pozisyonları için ilanlara bakabileceğim bir site var mı?

Sour
geniş kapsamlı, çeşitli doktora pozisyonlarına bakabileceğim bir site var mı? indeed'te filan var ama çok az çıkıyor. belki sadece akademi için böyle bir site vardır?
geniş kapsamlı, çeşitli doktora pozisyonlarına bakabileceğim bir site var mı? indeed'te filan var ama çok az çıkıyor. belki sadece akademi için böyle bir site vardır?
0
Sour
(30.12.16)
Nature Jobs ve Researchgate.
0
evrim halkasi
(30.12.16)
Academicpositions.com

Google'a open phd positions in "gitmek istediginiz ulke" yazarsaniz bunun gibi siteler cikiyor.
0
chitosan
(30.12.16)
(3)

bankacılık- yurtdışından dilekçeyi mail atarak işlem yapmak?

kozmosta bir nokta
Yurtdışında yaşadığım ve internet bankacılığını kullanmak için telefon numaramın yurtdışı hattı ile değiştirilmesi için bankayı aradım (işbank). telefondan gerçekleştirilemeyecek bir işlem olduğunu söylemeleri sonucu ve çeşitli kişilere aktarılmamın ardından, banka kartını aldığım şubedeki yetkili b
Yurtdışında yaşadığım ve internet bankacılığını kullanmak için telefon numaramın yurtdışı hattı ile değiştirilmesi için bankayı aradım (işbank). telefondan gerçekleştirilemeyecek bir işlem olduğunu söylemeleri sonucu ve çeşitli kişilere aktarılmamın ardından, banka kartını aldığım şubedeki yetkili bir kişiye bağladılar.

yetkili kişi t.c. numaramı, müşteri numaramı, yeni telefon numaramı içeren bir dilekçe yazıp altına imzamı atıp bunu fax, e-mail(yetkili kişinin @isbank.com ile biten mail adresi) veya whatsapp (whatsapp evet) üzerinden göndermemi ve böylece işlem yapabileceklerini söyleri.

güven duymadım açıkçası. yani ben gitmeden yapamadıkları işi, dilekçe kopyasını mail veya whatsapp(?) ile göndermemle işlem yapabilecek olmalarının tuhaf gelmesi bi kenara, tc numaramın ve imzamın hiçbir resmiyeti olmayan mail veya "whatsapp" ile tanımadığım bir insana göndermemin ne kadar güvenilir olacağını merak ediyorum.

konu hakkında bilgi sahibi kişiler aydınlatırsa sevinirim.

not: şahsın sadece mail adresini aldım. whatsapp nedir
0
kozmosta bir nokta
(30.12.16)
Yardımcı olmak adına önermişlerdir whatsapp'ı. Özellikle üst yaş grubu mail kullanmıyor. Eskiden faks ile yaptığın işlemi şimdi maille yapıyorsun, ne farkı var? İmzana ve tc numarana tüm banka çalışanları zaten ulaşıyor, gizli bilgi değil. Bir kere işbankasında imza attığımda, görevli "bu sizin imzanız değil" demişti.
0
evrim halkasi
(30.12.16)
bahsettiğin işlem kesinlikle telefon üzerinden yapılan bir işlem değil. dilekçe kabul ediyorlarsa şanslısın yani. tc numaranı verirsen bir şey olmaz. mail ile göndermek istemiyorsan ıslak imzalı olarak şubeye posta yoluyla aslını gönderebilirsin.
0
burya
(30.12.16)
bankada calisan bi arkadasim whatsapp ile yapmisti benim icin. onemli olan o dilekcenin bir sekilde o kisiye ulasmasi, sonra zaten onun ciktisini alip o sekilde kayitlara geciriyorlar. tanimadigim birine whatsapp'tan atmam diyorsaniz mail atin en iyisi.
0
vudin
(30.12.16)
(1)

istanbulda en en en ucuz baskı yeri

masa penisi
1000 sayfa kadar çıktı alıcam en ucuz siyah beyaz nerde baskı alırım. bi yerde sayfa başı 3 kuruşmuş neresi orası
1000 sayfa kadar çıktı alıcam en ucuz siyah beyaz nerde baskı alırım. bi yerde sayfa başı 3 kuruşmuş neresi orası
0
masa penisi
(27.12.16)
Cağaloğlu-Özçıpa

Biz buradan sayfalarca alıp çok uygun fiyat ödemiştik, hatta yanlış hesapladığını düşünmüştük. Sonraları hep aldık, poster falan da bastırdık, hep acayip ucuzdu. Kara para mı aklıyorlar acaba diye düşünüyordum adgbmdsa. Ucuz fiyat verse bile pazarlık yap :D
0
evrim halkasi
(27.12.16)
(7)

Twitter

djarwi
Twitter hesabi acmayi dusunuyorum haberlere hizli ve dogru ulasma amacli. - Kendi adimla acmak mi daha mantikli, takma ad kullanmak mi?- Hangi hesaplarin takibini onerirsiniz benim amacima uygun olarak?
Twitter hesabi acmayi dusunuyorum haberlere hizli ve dogru ulasma amacli.

- Kendi adimla acmak mi daha mantikli, takma ad kullanmak mi?
- Hangi hesaplarin takibini onerirsiniz benim amacima uygun olarak?
0
djarwi
(27.12.16)
hesap önerisi deutsche welle türkiye

diğerleri hakında bir şey diyemem
0
zugas
(27.12.16)
Al Jazeera Türk, diğer haber hesapları gibi tık peşinde koşmayıp kaliteli içerik sunuyorlar
0
sanquis
(27.12.16)
takma ad ile açmak bana daha mantıklı geliyor twitter'da. ben de sadece gündemi takip etmek amacıyla kullanıyorum ve takma ad ile. haber sitesi olarak el-cezire'yi beğeniyorum. rusya ile ilgili bilgiler için sputnik iyi. eğer muhalif biriyseniz fatih yaşlı'yı takip etmenizi öneririm.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(27.12.16)
bbc turkce, euronews turkce, dw turkce, voa turkce, sputnik tr
0
Ufuk
(27.12.16)
teyit org twitter.com
diken twitter.com
evrensel twitter.com
sendika org twitter.com
seyri sokak twitter.com
t24 twitter.com
dokuz8 haber twitter.com
bianet twitter.com
0
freebird5406_2
(27.12.16)
Ali Örnek Suriye ile ilgili önemli bilgiler veriyor hep.
0
evrim halkasi
(27.12.16)
İtlik serserilik yapanlar için anonim kalmak her zaman iyi, yoksa bi şekilde buluyorlar, bu sene 6 bin kişi gözaltına alınmış; öyle bi amacın yoksa isim soyisimden zarar gelmez.
0
angelus
(27.12.16)
(3)

paraphrase

monty python
"kazı sırasında bazı tarihi eserler bulunmuş." demek istiyorum. Orjinal metinde "was found" kullanılmış. Ben burda rastlamak anlamında encounter kullanabilir miyim ? Olmuyorsa bulmak yerine başka ne kullanılabilir ? İngilizcem kötü farkındayım :d yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
"kazı sırasında bazı tarihi eserler bulunmuş." demek istiyorum. Orjinal metinde "was found" kullanılmış. Ben burda rastlamak anlamında encounter kullanabilir miyim ? Olmuyorsa bulmak yerine başka ne kullanılabilir ? İngilizcem kötü farkındayım :d yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
0
monty python
(26.12.16)
Discover de, reveal de. Come across olur belli.
0
baldur2
(26.12.16)
coincided
0
bohr atom modeli
(26.12.16)
Kazi sirasinda bulunan seyler icin uncover da kullaniliyor.
0
evrim halkasi
(26.12.16)
(1)

uluslararası hakemli dergi

dali dili havali korna
makale yayınlatıldığında bunların hepsi puan getiriyor mu? akademik hayatta işe yaraması için dergiye dair hangi bilgilere dikkat etmek gerekiyor? teşekkürler.
makale yayınlatıldığında bunların hepsi puan getiriyor mu? akademik hayatta işe yaraması için dergiye dair hangi bilgilere dikkat etmek gerekiyor?

teşekkürler.
0
dali dili havali korna
(22.12.16)
Docentlikte ulusal dergi kriteri de getirdiler. Uluslararasinda dikkat edilecek sey SCI'de indexlenen dergi olmasi.
0
evrim halkasi
(22.12.16)
(4)

Lisans mezunu Araştırma Görevlisi kariyer sorunsalı?

dergus
Arkadaşlar bazı üniversiteler Araştırma görevlisi alırken sadece lisans mezuniyeti+ales+yds istiyor.Bu durumda Araştırma Görevlisi olarak sınavı kazanıp üniversiteye girsek, kariyerimiz nasıl ilerliyor? Daha lisans mezunuyken a.g olduk. E nasıl yüksek bitirip, doktora yapacağız?Yapmazsak ömür boyu s
Arkadaşlar bazı üniversiteler Araştırma görevlisi alırken sadece lisans mezuniyeti+ales+yds istiyor.

Bu durumda Araştırma Görevlisi olarak sınavı kazanıp üniversiteye girsek, kariyerimiz nasıl ilerliyor? Daha lisans mezunuyken a.g olduk. E nasıl yüksek bitirip, doktora yapacağız?

Yapmazsak ömür boyu sadece araştırma görevlisi olarak mı kalıyoruz?
0
dergus
(18.12.16)
İstersen kalabilirsin ar gör olarak. Ama 50 yaşında halen proftan emir alırsın.
0
Cruyff
(18.12.16)
50d kadrosu olursa ar gör olarak kalamazsın. 33a da kalabilirsin ama çat diye ÖYPlileri 50d'ye çeviren adamların ülkesinde bunun bir garantisi yok. Ayrıca doktora yapmayacaksan ar gör olmak anlamsız.

Ar gör olduktan sonra yüksek ve doktoraya devam ediyorsun zaten, işin mantığı bu.
0
evrim halkasi
(18.12.16)
doktora bitince işsiz mi kalıyoruz peki?
0
🌸dergus
(18.12.16)
doktora bitince ya yrd.doç sınavına girer ünvan alırsın ya da öğretim görevlisi olarak araş gör olarak devam edersin bi ünvan önüne dr gelir o kadar. başka da nanesi olmaz.

öyp olayı zaten cortladı bizim sistemde nasıl arş.gör olacaksak artık :(
0
antik depresan
(18.12.16)
(8)

Paris

facebook
Parisle ilgili kötü anıları olanlar paylaşabilir mi ?Günlük hayatta nelere dikkat edilmeli.
Parisle ilgili kötü anıları olanlar paylaşabilir mi ?

Günlük hayatta nelere dikkat edilmeli.
0
facebook
(10.12.16)
HırsızIık
0
balpolen
(10.12.16)
Ucaktan inince metronun calismadigini ogrendim. Merkeze ulasmak sorunluydu. Onceden kontrol etmekte fayda var.
0
evrim halkasi
(10.12.16)
duydum görmedim ama avrupa diye güvenme: hırsızlık +1
0
qobel
(10.12.16)
Klasik bir pra koparma yontemi var Paris'te, bana da denk geldi:
Adam onunden gecerken birden yere egiliyor ve yerden altin renkli bir yuzuk buluyor, "buyrun efendim yuzugunuzu dusurmussunuz" diye size uzatiyor. Benim degil diyince de israr ediyor, "alin sizin olsun" diyor, sonra da para istemeye basliyor.
Gocmenlere dikkat et.
0
stavro
(10.12.16)
3 gündür buradayım ve yakşalık bir ay daha burada kalacağım. Şu ana kadar kötü bir anım yok.
Bunları okumak iyi oldu.
0
🌸facebook
(10.12.16)
hırsızlık +1
bir şey çaldırmadım ama dikkat etmek gerek
turistik yerlerde bazı oyunlar oluyor insanlar toplanıyor adamın başına sakladığı şeyin hangi bardakta olduğunu bulana 50 eurodan başlayan fiyatlarla bahis oynatıyorlar. insanlar teşvik ediyor falan oyna oyna diye. oynamayın.
@i ve been mistreated a istanbul konusunda katılıyorum. çok çeşit insan var. ama çok da gözün korkmasın bence ya sonuçta oyropa.
0
tiredpanda
(10.12.16)
yuzuk bulma dumeni icin bkz:

www.youtube.com

1.30 da basliyor
0
halanne
(10.12.16)
Istanbul'daki gibi davran, evet. Uyanik olmak lazim, paris en karisik sehirlerden biri. Cantaya, cuzdana sahip cikmak lazim.

Bir de pek tavsiye edilmeyen yerlere girmeyin, ben yanlislikla gitmistim, topuklarimi gotume vura vura geri dondum merkeze.
0
kuehles blondes
(10.12.16)
(12)

Öğretim Görevlisi Kadrosunu Kazanmış Olmam Gerekirdi Ama...

sehir cadisi
Merhaba arkadaşlar, Bir devlet üniversitesinde Öğretim Görevlisi sınavına girdim. Sınavdan 80 aldım, bütün puanlarımla birlikte listenin en başında yani kadroya hak kazanan kişi olmuş olmam gerekir ama nihai değerlendirme sonucunda sınava giren herkese, ben dahil, başarısız yazmışlar. Güvenlikle ilg
Merhaba arkadaşlar,

Bir devlet üniversitesinde Öğretim Görevlisi sınavına girdim. Sınavdan 80 aldım, bütün puanlarımla birlikte listenin en başında yani kadroya hak kazanan kişi olmuş olmam gerekir ama nihai değerlendirme sonucunda sınava giren herkese, ben dahil, başarısız yazmışlar. Güvenlikle ilgili hiçbir sorunum yok. Yapılan şeyin yasal olarak mümkün olmadığını öğrendim. (Ya da yanlış mı öğrendim?)


Bu konuda yasal olarak nasıl bir süreç izlemem gerekir, bilen var mı?


Acil yardımlarınızı bekliyorum,

Teşekkürler
0
sehir cadisi
(10.12.16)
Bilgi edinme hakkını kullanarak dilekçe ile neden işe alınmadığını sorabilirsin.
0
alperz
(10.12.16)
kadro derecesiyle ilgili bir durum da olabilir. kadro derecesi 4 ve daha altındaysa devlette çalışmış olmak gerekiyor. belki de ondandır.
0
bahodilo
(10.12.16)
Bilgi Edinme hakkımı kullanarak neden işe alınmadığımı sorabilirim ancak dediğim gibi, verebilecekleri tutarlı bir cevap olduğunu düşünmüyorum.

Bu yüzden izlemem gereken yasal prosedür ve süreçler için yardım arıyorum.



Kadro derecesi 5 ve devlet deneyimim var.
0
🌸sehir cadisi
(10.12.16)
ilk önce dilekçe ile başvurun alacağınız abuk sabuk dahi olsa yazılı bir cevap mahkeme sürecinde eğer tutarsız bir durum ile karşılaşıyorsanız ise karşı tarafı savunmasız bırakır. Aslında biz şu yüzden almadık da diyemezler. Onun için ilk önce giriş koşullarına bakın, sonra da neden başarısız olduğunuza dair yazılı olarak cevap isteyin.
0
gezegen olan pluton
(10.12.16)
Arkadaşlar zahmet olmazsa bahsettiğim ilan burda:

www.kastamonu.edu.tr


Bu dosyadaki en son ilanda en başta benim adım var. Birileri lütfen bana böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylesin Hem sınavdan 80 verip hem nasıl kadroya almıyorlar? Kadroyu geri mi çekmişler? Başarı-Başarısızlık sınav sonucuna yani not ortalamasına göre değerlendirilmiyor mu?

Konudan anlayan bir avukata danışmanlık ve hatta avukatım olması için ödeme yapmaya hazırım.
0
🌸sehir cadisi
(10.12.16)
üniversiteyle görüştünüz mü? ne dediler?
0
gmzo
(10.12.16)
görüştüm, kadroya kimseyi almayacaklarını söylediler.
0
🌸sehir cadisi
(10.12.16)
İstedikleri kişi kazanamamış herhalde ondan kadroyu kapatmışlar
0
burya
(10.12.16)
Bu sekilde kadroyu kapatamazlar. Kadroyu kapatmak isteseler 65'in altinda birakirlardi. Yanlislik vardir, yoksa da mahkemeye ile tehtid edin. Muhtemelen geri adim atarlar, atmazlarsa mahkeme isi cozer.
0
evrim halkasi
(10.12.16)
OHAL var her şey olur. Olmaz olmaz dememek lazım
0
burya
(10.12.16)
tamam ama benim kazanmamış olmamı nasıl gerekçelendirebilirler ki?

sınavı yapılan kadro geri çekilemiyormuş o zaman burda neler oluyor? izlemem gereken yol nedir? İlla ki mahkeme mi?
0
🌸sehir cadisi
(11.12.16)
hiç vakit kaybetmeden idare hukukunda uzman bir avukatla görüşün. ilan şartlarını taşıyorsanız kadroyu kendi kafalarına göre kapatmaları mümkün değil.
0
bos luk
(11.12.16)
(22)

(Soru kadınlara) El sıkışmak

senolll
Merhaba,Yeni tanışma sırasında veya karşılaşmalarda kadınların el sıkışmayı pek sevmediklerine dair bir şey okumuştum bir ara.Yani bir erkekle tanışırken elini uzatması ve el sıkışmanız hakkında ne düşünüyorsunuz?Teşekkürler
Merhaba,

Yeni tanışma sırasında veya karşılaşmalarda kadınların el sıkışmayı pek sevmediklerine dair bir şey okumuştum bir ara.

Yani bir erkekle tanışırken elini uzatması ve el sıkışmanız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Teşekkürler
0
senolll
(01.12.16)
el uzatmazsa öküz olduğunu düşünürüm.
0
çakıstes
(01.12.16)
Ne dusunecegim, uzatir tokalasirim. Neyinden hoslanmayayim bunun?
0
evrim halkasi
(01.12.16)
el sıkışmayı uygun bulmayan kadınların tamamı türbanlıdır.

ülkedeki kadınların da gün itibariyle çoğu türbanlı olduğuna göre.
0
tchuck
(01.12.16)
samimiyet durumuna göre, eğer kişiyle resmi isek seve seve el sıkışırım, resmi değil isek, yanaktan öpmeyi severim.
0
füt
(01.12.16)
Normal bir olay bana göre. Genelde muhafazakar kadınlar el sıkışmak istemiyor, hepsi değil yani.
0
peggy
(01.12.16)
Kadınlara yüklenmeyin. Anadolu'da kadınları insan yerine koyup da kadınların uzattığı eli sıkmayan erkekler var. Uygun değilmiş. "Uygun" u sorgulatırlar.
0
moody90
(01.12.16)
nezaket icabı önce kadın uzatır elini sonra erkek sıkar yani kadın uzatmadan erkek uzatmaz. Eldivenle filan da el sıkışılmaz. Konu bu değil ama. Kadın uzatırsa da havada bırakılmaz. Bir de parmak ucuyla el sıkışanlara gıcık olurum, özgüvensizlik belirtisiymiş zaten. Ne çok sıkarak, ne elinin ucuyla, orta karar.
0
limoncello
(01.12.16)
olması gereken elini uzatması ve el sıkışmamız zaten. uzatmamak ne demek? bi kere elimi havada bırakmıştı hatta yobazın biri.
0
elorelia
(01.12.16)
normal buluyorum, el uzatmazsa ya da böyle parmak ucuyla el sıkışırsa acayip uyuz oluyorum.
0
whoosie
(01.12.16)
el uzatmazsa öküz olduğunu düşünürüm +1
0
orange coffee
(01.12.16)
götten uydurulmuş bir adabı muaşeret kuralı kadının önce el uzatması. ilk kim uzatmak isterse o uzatır. tabii ki insanların dini nedenlerle bunu yapmama hakkı olduğunu da düşünüyorum, beni rahatsız etmez bir kadın elimi havada bıraksa açıkçası. ben de selamunaleykum dendiği zaman cevapsız bırakıyorum mesela. tercih meselesi bunlar.
0
nathanieltroy
(01.12.16)
Yok oyle bir sey. Erkegim.
0
stavro
(01.12.16)
Yeni tanışılsın veya tanışılmasın el sıkışmayı sevmem. Hem hijyenik değil hem de çok lüzumsuz. Uzaktan merhaba neyine yetmiyormuş.
0
mandalina kokusu
(01.12.16)
kadınım. el sıkışmaktan falan kaçınmam. bana göre gayet normal bir şey. ilk kez tanıştığım insana mal mal bakacak ya da boynuna atlayacak halim yok. ama insanlar biraz garip o nedenle eğer karşımdaki erkekse ilk onun elini uzatmasını beklediğim durumlar oluyor. zira başıma geldi. arkadaşıma tercümanlık yapmak için girdiğim dükkandaki şahıslar muhafazakar" erkeklerdi ve bana sadece başlarını hafifçe eğerek selam verdiler, "hoşgeldiniz dediler. onlar elini uzatmayınca ben de uzatmadım. sırf sıkıntı olmasın diye. ama itiraf ediyorum. bazen sırf gıcıklığına karşımdaki "muhafazakar" olduğunu tahmin ettiğim erkeğe el uzatıyorum ve aşırı sıkı bir şekilde el sıkışarak suratlarının aldığı şekle içten gülüyorum.
0
kedili madam
(01.12.16)
elimi gevsek sikan insanlara tekrar el uzatip sertce ellerini sikiyorum.

bir de el sikmiyor olabilecek insanlar var, ona dikkat ediyorum.
0
e haliyle
(01.12.16)
gorgu kurallari geregi eli kadinin uzatmasi gerekir.
0
enaz3kedi
(01.12.16)
tabi ki el sıkışıyorum hele de profesyonel ortamda selamlasmak bunun üstünden gidiyor ama sevmiyorum.
0
lunedi
(01.12.16)
el uzatmazsa öküz derim +1

hoş itiraf edeyim kadın erkek fark etmeksizin ya elleri temiz değilse diye düşünmüyor değilim.
0
kuzey li
(01.12.16)
Üzülüyorum. Bu aslında sadece kadınların erkeklerle el sıkışmaması değil, bazı erkekler de kadınlarla el sıkışmıyor; demek ki bu şekilde öğretilmiş ya da alışılmış. Böyle bir kültür olması üzüyor sadece.

Bir de arkadaş ortamında tanışırken pek ayağa kalkıp el uzatma ortamı olmuyor. İş ortamı dışında pek kimsenin elini sıkmıyorum. Biri tanıştırınca 'Selam', 'Merhaba' falan deyip normal muhabbete başlıyorum. Öyle bir tanışma ciddiyeti olmuyor zaten. İş ortamında herkesin elini sıkarım ve severim de.
0
aychovsky
(01.12.16)
limoncello+1
0
shotgunwoman
(01.12.16)
yani soruna cevap değil gerçekten ama el sıkışma adabını bilmeyip uzatmazsa öküzdür diyenleri gördükçe üzülüyorum. bir kadın ve erkeğin tanışmasında erkek uzatmaz eli.
0
diyarbakir karpuzu
(01.12.16)
Güçlü bir el sıkışma samimiyet belirtisi olarak geliyor bana , bazı muhafazakar erkekler hiç sıkmıyor , elim havada kalıyor, o zaman inanılmaz demoralize oluyorum .
0
proustun bir aski
(01.12.16)
(11)

programlama dili

freetakilir
bana kolay okunan ve yazılan anlaşılır, popüler bir programlama dili önerir misiniz? yeni başlayacağım
bana kolay okunan ve yazılan anlaşılır, popüler bir programlama dili önerir misiniz? yeni başlayacağım
0
freetakilir
(30.11.16)
python.
0
devorgilla the gunslinger
(30.11.16)
Python tavsiye ederim baslangic icin
0
douglas
(30.11.16)
İşin uzmanı değilim ama 1,5 ay önce faklan öğrenmeye başladım python. Hem keyifli, hem çok fazla doküman var. Yazıp yazıp oynuyorum kendi kendime. Tavsiye edebilirim.
0
evrim halkasi
(30.11.16)
mungojerry
(01.12.16)
Mobil mi web mi , veritabanı için mi server tabanlı uygulamalar yapmak için mi gibi ço kşey söylenebilir.

Hİç altyapı yoksa , c öneririm. önce ekrana merhaba yazdırma. sonra 2 ile üçü toplatma. döngü oluşturma vs gibi yavaş yavaş ilerlemek lazım.

Kitapğ yerine bir üniversitenin ytü itü gibi bilgisayar mühenfisliği slaytlarını öneririm. ödevler de vardır orda.ü

C bu arada popüler syılmaz. java olabilir tya da c# dahapopüler olarak. C daha makineye yakın bir dil olduyğu için daha iyi kavratabilir.

Python da nesne dayalı dil olarak geçiyor. Bilgim yok. java gibi. Nesne tabanlı dilleri öğrenmek daha iyi olabilir.

veritabanı sorgu dili olarak da mysql en basit ve zevklilerindwn.
0
Cursed Chico
(01.12.16)
programlamadan yürüyeceğim dersen c öğren. öğrenmek için çok iyidir fakat popüler falan değildir. daha sonra nesne tabanlı olan dillere geçersin.
Cursed Chico +1 kısacası
0
sanguine mcqaer
(01.12.16)
@Cursed Chico,

Yanlış anlama, özellikle hata aramadım.

Hiç bilmeyen birisi dahi değilse ve C ile başlarsa hayata küser, canı sıkılır, olmadı isyan eder. Geçende yine programlamaya yeni başlayan bir arkadaşa 1600 sayfalık "Algoritmalara Giriş" kitabı öneren vardı, böyle yapmayalım bence.

MySQL sorgu dili değil bu arada, dilin adı SQL. MySQL bir veritabanı yönetim sistemi.

------

@freetakilir

Ne yapmak istediğine göre değişir bu soru, o yüzden daha net bir soru sorarsan daha ayrıntılı cevaplar gelecektir. Duyuruyu düzenlersen mesaj at, cevabımı değiştiririm.
0
hayirsiz
(01.12.16)
basit web programları ve basit masaüstü programları yapmak istiyorum. bunlar için ayrı diller programlar olabilir. basit ve anlaşılır olması yeterli.
0
🌸freetakilir
(01.12.16)
ya python ya java. hangisinin syntax'i guzel duruyor, hangisi hosuna giderse onla basla.
ben bugun en bastan basliyor olsaydim yine java ogrenirdim heralde.

C'yi falan salla, baslamadan bitirme olasiligi var.
0
jedilance
(01.12.16)
python ya da ruby ile baslamani tavsiye ederim. hatta bu konuda hangisini seceyim basliklarinda lego oynamayi seviyorsaniz python, Play-Doh seviyorsaniz ruby diye cevaplar vardir.

gerek akademide olan kullanimlar olsun, gerek acik kaynak kutuphane zenginligi olsun, webden data science a genis spektrumu nedeniyle oyum pythona.
0
biraz huzur
(01.12.16)
yeni başlayan birinin c öğrenmesi için dahi olmasına falan gerek yok öyleyse bir çok bilg müh öğrencisi falan dahidir. direkt nesne tabanlı mantığını öğrenmesini beklemek bana toplama işlemi öğretmeden problem çözmesini beklemek gibi geliyor. python hakkında bilgim yok, arkadaşların bir bildiği vardır herhalde.

hobi olarak falan kalacaksa c önermem, ilk cevabımda da dediğim gibi. yeni başlayacağım demişsin ama ne amaçla olduğu anlaşılmıyor.
0
sanguine mcqaer
(01.12.16)
(4)

evrim 101

cedex
futuyma evolution kitabıDawkins kitaplarıorigin of speciesbaşka öneriler?
futuyma evolution kitabı
Dawkins kitapları
origin of species


başka öneriler?
0
cedex
(30.11.16)
Icimizdeki balik, Neredeyse bir balina turu populer bilim kitaplari.

evrimianlamak.org
0
evrim halkasi
(30.11.16)
Futuyma tercume edildi, Palme yayinlarindan Evrim ismiyle. Evrimsel Analiz vardi bir de, o da iyidir.

Sapiens bilimsel acidan hayli tartismali bir kitap. Surada 6 bolumluk bir yazi dizisi var: haber.sol.org.tr

Onun yerine insan evrimi icin Kottak-Antropoloji kitabindan yararlanabilirsin. Ingilizce ile sorunun yokmus gibi anliyorum. Human Evolutionary Genetics de cok basarili bir kitap.
0
evrim halkasi
(30.11.16)
harun yahya namlı adnan hoca efendi hazretlerinin kitapları :)
darwini mezarında ağlatıyor, o derece.
0
supermatik
(30.11.16)
neredeyse bir balina
elbette darwin'in kendi kitapları
0
babilbaligi
(01.12.16)
(17)

Okul Fobisi Olan Ergen Kız Çocuğu

makarnacanavari
Günaydın Ahali,Bu yıl liseye başlayan 14 yaşındaki ergenimizin okula gitmek istememe problemi bulunuyor ve bu neredeyse 2 yıldır olan bir sorun.Eğitimin sisteminden,Öğrenci profilinden,Öğretmenlerin tavırlarından,Derslerin saçmalığından,Gibi konuları öne sürüyor kendisi.Bazı konulardan hatta birçoğu
Günaydın Ahali,

Bu yıl liseye başlayan 14 yaşındaki ergenimizin okula gitmek istememe problemi bulunuyor ve bu neredeyse 2 yıldır olan bir sorun.

Eğitimin sisteminden,
Öğrenci profilinden,
Öğretmenlerin tavırlarından,
Derslerin saçmalığından,

Gibi konuları öne sürüyor kendisi.

Bazı konulardan hatta birçoğunda gerçekten haklı.

-neden arkadaş edinemiyorsun?
+arabesk rap dibleyip hayvan gibi makyaj yaparak tek konuştukları konu erkekler olan insanlarla arkadaş olamam.

-neden okula gitmek istemiyorsun?
+arkadaşım yok, öğretmenler sıkıcı, dersler zor, sabahıb 6sında uyanılır mı, neden köle gibi yaşıyoruz, hep ezber yapıyoruz, kendi kuralların göre bizleri tek tipe sokuyorlar vs.

Cevapların çoğu hep böyle.

Okula gitmemek için bu soğuklarda montunu giymeyi reddetti.
Sonuç hasta oldu.
Hasta olduğu için okula gitmeyi reddetti.
Sonuç zorla okula gitti.


Annem çok sert bir kadın ben abla olarak tampon bölgeyim.
Babam acaip rahat bir adam. Yapma dedikçe gitti kıza iphone aldı. Bu sabah o telefonu elinden alacağımı söyledikten sonra okula gitti.

Nasıl davranıp, yaklaşacağımı şaşırdım.
Bugüne kadar insan gibi oturup konuşan ben, bugün bağırıp çağırarak gönderdim okula.

Bugün okula gidip rehberlik öğretmeniyle konuşmak istiyorum sonrasında da psikiyatr.

Fakat öncesinde bana bir akıl verirseniz pek rahatlayacağım.
0
makarnacanavari
(30.11.16)
Yerim onu ya, çocukcağız haklı. Ergenlerle baş etmek ve onlara bir şeyleri sevdirmek gerçekten çok zor; kolaylıklar diliyorum.

Yanlış bulduğu sisteme karşı çıkabilmesi ve söz hakkına sahip olabilmesi için iyi bir üniversitede okuması gerektiğini, iyi bir üniversite için de bu seneden itibaren sıkı bir şekilde çalışması gerektiğini ciddi şekilde anlatan motive konuşmaları yapmanız lazım. Ne şaka ne bağırma; alıp karşınıza çok ciddi bir şekilde konuşun ve bu konuşmayı tekrarlamak istemediğinizi söyleyin.

Yurt dışında bir üniversite fikri de motive edebilir yavrumuzu. Eğitim sistemini beğendiği bir okulda okuma ve istediği mesleği edinme düşüncesi onu gaza getirebilir. Hatta oturun, birlikte araştırın okulları ki somutlaşsın bir şeyler kafasında. Hedefler belirleyin.
0
fragile lady
(30.11.16)
biz insanoğlu olarak bugünlere hep ''uyum sağlayarak'' geldik. uyum sağlayamayanların soyu tükendi.

arabesk rap dinleyenlerle arkadaş olsun demiyorum. burdaki uyum, idare etmek anlamında. yaşadığımız sisteme uyum sağlamak, en azından anlayıp ona göre davranmak...

öncelikle çocuğun önüne bi hedef koymak gerekiyor, ne yapmak istiyor, ne olmak istiyor? sonra buna yönelik motive etmek gerekiyor, ''okulun saçma olduğunun ben de farkındayım ama bu hedefin için bu bu bu yollardan geçmen lazım'' demek gerekiyor.

biraz da normal ergen siniri var tabi, ben de ergen iken böyleydim sonra geçti.
0
jangbogo
(30.11.16)
temelde kardeşiniz çok haklı ama bu haklılığını çok akıllıca kullanıyor. öncelikle yazacaklarım için özür dilerim yanlış düşünmüş de olabilirim.

bence okula gitmek istemediği için dışarıdan bakıldığında onu haklı gösterecek gerekçeleri size sıralamış ki çok da bir şey diyemeyin. okula gitmemesinin altında saydıklarınızın dışında bir sebep yatıyor olma ihtimali çok yüksek. neden mi böyle düşünüyorum?

1. "arkadaşım yok" -> bilerek edinmiyor olabilir çünkü okuldaki bütün öğrenciler birebir aynı değil. istese arkadaş bulur.
2. "öğretmenler sıkıcı" -> en kötü okulda bile işini düzgün yapan, öğrencilerini anlayan öğretmenler var.
3. "dersler zor" -> bunun sebebi kardeşinizin muhtemelen derslerle hiç ilgilenmemesi.
.
.
. böyle böyle devam ediyor. dediğim gibi özünde bunlar haklı sebepler ama kardeşiniz sistemli bir şekilde uyum sağlamayı reddediyor. şöyle örnek vereyim kardeşinizin okula gitmek istememesini bir hastalık olarak değerlendirirsek söylediği şeyler sonuç aslında. asıl sebep değil. asıl sebep annenizin sert olması ve kardeşinizin buna tepki geliştirmek için okulu bahane etmesi olabilir. ya da okulun onun için bir basamak olduğunu görmeyi reddediyor olabilir.

çaresi için haddim olmayarak bir kaç şey söyleyeceğim. kardeşinizin özellikle bu yaşlarda uyum sağlamayı öğrenmesi lazım. iş hayatında da istemediği süreçler yaşayacak. yine sabahın köründe kalkacak, patronundan tiksinecek, iş arkadaşlarını sevmeyecek vs. vs.
peki bununla nasıl baş edecek. bir amaç edinerek. okul hayat amacı değildir sadece bir basamaktır. kardeşinizin "bir şey olmayı" istemesi gerekiyor. bir meslek, bir uzmanlık alanı, bir kariyer... bütün bunlar için okul bir basamak. örneğin avukat olmak isteyen bir öğrenci o okulu bir şekilde bitirmesi gerektiğini biliyor ve ona göre uyum sağlıyor. yoksa hangimiz ya da kaçımız her gün büyük mutlulukla gittik okula?
0
ofelia
(30.11.16)
üstteki cevaplara katılmakla birlikte, psikiyatr falan biraz ağır bir tercih değil mi? kardeşinin sorunu ergenlik, çok problemli dönemlerde belki psikolog ok olabilir ama psikiyatra da gerek yok gibi.

sorunun çözümü için @fragile ladye yakın bir şeyler söyleyeceğim. alıp karşınıza normal konuşmanız lazım. bak canım hayat bu şekil, bu ülkenin insanları da bu şekil. sana hayatta iki üç seçenek kalıyor diyeceksiniz, 1 bu liseyi deliler gibi kasarak okuyup bursunu mursunu alıp basıp yurt dışına gitmek, 2 bu lisenin altını üstüne getirerek okuyup boğaziçi gibi nefret etmeyeceği tarzda insanlar olan bir üniversiteye gitmek 3 lisede normal rahatlıkta olup hayatta iyi olduğu ve üniversite hayatının sıradan geçmesini kaldırabilecek bir ilgi alanı bulmak, mesela spor olabilir, dikiş olabilir, müzik olabilir. ilgi alanıyla hayatını kazanan çok insan var. bilgisayar oyunu seviyorsa twitch kanalı açsın, yok müzik seviyorsa çelloya başlasın şan dersi alsın, el becerisi iyiyse seramik gibi, serigrafi gibi bin tane el işi cinsi var. edebiyata merağı varsa yazsın mesela, diziye filme merağı varsa bu işi ciddiye alsın belki sinema televizyon okur?

ilkokula başladığı günden üniversiteden mezun olduğu güne kadar her erken kalktığı sabahta küfür etmiş, derslerde uyumuş biri olarak 14 yaşındaki halini çok iyi anlıyorum. ve ben öğretimi ve akademiyi seven bir insanım ona rağmen böyle geçti hayatım. her sabah işe giderken de aynı şekilde söyleniyorum. ama ne yaptım 25 yaşından sonra yapabileceğim ve yapmak istediğim bir el işi buldum, bundan sonraki hayatımda o yönde para kazanmak için de planlarımı ona göre yapıyorum.
0
freya
(30.11.16)
Alıp karşıma konuştum,

Denemediğimiz hafta sonu kursu kalmadı
(Hepsinden 3 ayda sıkıldı)

Mesleki bir hedefi var,

İnsanlara karşı önyargılı ama aslında ırkçılığa, kişileri noksanlıkları yüzünden ezmeye vs karşı da biri. Buna rağmen sevemiyor okul arkadaşlarını.

Dersleri çok iyiydi 2 yıla kadar fakat şimdi ortalama bir öğrenci. Olsun, bu sıkıntı değil.

Anlıyor salak değil, haklı olduğumun farkında da ama dayanamıyorum, sıkılıyorum diyor.

Gerçekten kendine ait bir görüşü var ve bu görüş dışında geri kalan herkes gerizekalı.

-okula sabah kalkıp gidicem
-sonra işe de sabah kalkıp gidicem
-sonra hep bir şeyler alıp onların ödemesini yapmam gerekicek
-ben böyle hayat istemiyorum, ben böyle aptal insanlarla yaşamak istemiyorum

Ya çok zeki ya da çok tembel ve sorunlu biri :) ayırt edebilmem laZım işin özü
0
🌸makarnacanavari
(30.11.16)
Çocuk esasen çok haklı tabii de neyse. Benim aklıma başka bir şey geldi. Sanki hasta olmayı göze almaz böyle bir şey yüzünden. Daha geçerli nedenleri olmalı. Asla korkutmak niyetinde değilim ama okulda tacize uğruyor olabilir veya kendisini çok rahatsız edecek bir şey yaşıyor ve size söyleyemiyor olabilir. Bence acilen bir psikologla görüşmekte fayda vad. Şu dönem malum çocukların başlarına gelenler, iyi gözlemleyin.

Muhtemelen gerçekten etrafındaki salaklıkların farkında olan bir çocuk. Yukarıda yazdığım da muhtemelen geçerli değil ama yine de aklınızda bulunsun.
0
evrim halkasi
(30.11.16)
-neden arkadaş edinemiyorsun?
+arabesk rap dibleyip hayvan gibi makyaj yaparak tek konuştukları konu erkekler olan insanlarla arkadaş olamam.
-bilgi ve zeka düzeyin o insanlarla aynı olduğu için onlarla aynı liseye gidiyorsun. daha elit konuları konuşan kişiler daha iyi liselerde okuyor. üniversite'de de aynı problemle karşılaşmak istemiyorsan okula gitmeli, çalışıp iyi bir bölüm kazanmalısın. yoksa çevrendeki tüm insanlar ömrün boyunca bu lisedeki insanlar gibi olacak.
0
cek
(30.11.16)
Ahahah hepsini denedim yahu @cek valla bak yok ama ayrıca okulu da öyle çok kötü okul değil üstelik arkadaş olması gerektiğini onlardan bir şeyler öğrenebileceğini kendisini kaf dağlarında görmemeleri gerektiğini de diyorum olmuyor.

Taciz olayını sanmıyrum, her şeyini paylaşır benimle. Ayrıca açık açık sorup konuşuyorum da.
0
🌸makarnacanavari
(30.11.16)
yasal bir zorunluluk olduğundan bahsedin bence. okula gitmek istemiyor olabilirsin ama zorunlu eğitim nedeniyle seni okula göndermek zorundayız yoksa ağır para ve hapis cezaları var vs diye biraz korkutun.

büyük ihtimalle okulda kardeşinize gıcıklık yapan bir grup var. size söylemeyi gururuna yediremediği bir sebepten onları karşısına almış ve sürekli tacizlerine maruz kalıyor olabilir. beni ortaokulda sürekli gelip durduk yere arkamdan hızlıca itip düşürmeye çalışan gerizekalı bir kız vardı mesela, diğerleri de sonradan geldiğim için dışlıyordu o yüzden okula gitmek istemiyordum. lisede de arkadaşlarının eski sevgilisiyle çıkmaya başladığım için bir sınıf sürekli karşıma çıkıp laf sokuyor, çelme takıyor saçma sapan şeyler yapıyordu vs. 10 seneden fazla geçti hala nefret ediyorum ortaokul ve liseyi düşününce.
0
instant crush
(30.11.16)
Başka okul olayını es geçiyorum çünkü her canı sıkıldığında "okul değiştirebilirim" psikolojisine girsin istemiyorum.

Okuduğu okul zaten hedefindeki meslekle alakalı bir okul, bile isteye tercih etti. Onu da es geçiyoruz.

Okulda gıcıklık olabilen bir durum olduğunu sanmıyorum, olsa söyler. Kafa dengi kimse yokmuş.

Bunlar hep mazaret gibi.
Dışa dönük biri, çok rahat.
Aslında arkadaşı var "canım sıkılmasın diye arkadaşlık ediyorum" diyor.
O konuda şımarıklık yapıyor.

Ben istiyorum ki her istediğine anında ulaşamadan, emek vererek sahip olsun.

Yoksa okul değiştirmek dert değil.
İnsanlara karşı önyargısını kırabilse biraz ısınabilir.

O noktada sıkıştım ben.
Okulu gerçekten iyi bir okul.
Öğretmenler disiplin delisi değil,
Dersten çok karakteriniz önemli diyen bir öğretmenim olmadı benim ama onun var. Bunun büyük lüks olduğunu bile söyledim, anlıyor hak veriyor ama sıkıntı yapıyor!

Ben de haliyle deliriyorum :)
0
🌸makarnacanavari
(30.11.16)
18 yaşıma gelince ayrı eve çıkacağım ergenliklerinde cevaplar alıyoruz :D
0
🌸makarnacanavari
(30.11.16)
söylediği şeyler ergen bahaneleri ama okula gitmek istememesinin asıl sebebinin başka bir şey olduğunu düşünüyorum ben de. Kardeşiniz belki sosyalfobiktir sizin yanınızda ne olduğundan ziyade başkalarının yanında nasıl olduğuna bakın. Sosyalfobikse insanların arasında rezil olucam, aşağılayacaklar küçük düşücem diye insanların arasında aşırı kaygılıdır. Bunun neden kaynaklandığını tam bilmediği için ifade edemiyordur ve başka durumlara yansıtıyordur, yani herkes çok aptal gibi.

Ya da bullying dediğimiz akran zorbalığına maruz kalıyor olabilir hemcins ya da karşı cins tarafından fark etmez, bu yaşlarda görülebilir. Bunları araştırın. Özellikle bu konular üstünde çalışan çocuk ve ergen psikologuna gösterin, çözün bu konuyu mutlaka. Duruma göre okul değişikliği de iyi gelebilir, bazen frekanslar uymuyor cidden ama okul kavramından ziyade ortamla ilgili bir durum olduğunu düşünüyorum.
0
limoncello
(30.11.16)
ya ilgiyle okudum öncelikle yazılanları ve cevapları. çok benzer bir dönemim oldu açıkçası ve bizde de anne dersler konusunda über katı, baba pamuk, bir de sizin gibi bir ablam vardı ama başka şehirde okuduğundan o kadar yanımda değildi. ama benim bu dönemim çok kısa sürdü bu arada.
anlatmadan önce şunu sormak istiyorum, okula gitmeyecekse ne yapmayı düşünüyormuş?
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.11.16)
gidin bogazici'ni vs gezdirin cocuga. ya da yurtdısı imkanı varsa yazın öyle bişiyler yapın.
üniversite konusunda gazlayın biraz, daha kalıplardan bagımsız. ne istedigini bulabilecegi, isterse bol bol uzatabileceginden falan bahsedin. bunlar icin simdi dişini sıkması konusunda ikna olması lazım vs.
0
galandar kostumu
(30.11.16)
hahah, planını ben de merak ettim. kimsenin bu düzene bayıldığı yok ama yaşamak için maalesef uyum sağlamak zorunda en idealist insan bile. :)
0
piremses
(30.11.16)
Planı şöyle ki; çok iyi bir yazılımcı olup oyun vs haZırlayacakmış. Çok isterse yurtdışına imkanlar dahilinde gidebileceğini de biliyor.

Arada otopsi uzmanı olmak istiyorum ama çok yüksek puan diyor :) öncesinde veteriner olmak istiyordu.

Mesela gitar dersi almak istedi 2 ay gitti sıkıldı, resim dersi istedi 4 ay gitti sıkıldı, yüzmek istedi 2-3 ay gitti sıkıldı.

Hep böyle :)
0
🌸makarnacanavari
(30.11.16)
ben sizin yerinizde olsam "ne halin varsa gör" temalı tehdit yolunu seçerdim ama ne kadar başarılı bir yöntem onu bilmiyorum :)

biraz açayım. sanki sizden gördüğü ilgi kardeşinizin hoşuna gidiyor gibi geldi bana. kendisi bunun böyle olduğunun farkında değil tabi. istiyor ki "ben x bi karar aldım ve bu tamamen benim hayatımla ilgili bir karar, kimse de karışamaz."

buradaki x "saçını mora boyatmak" ya da "dövme yaptırmak" gibi masum şeyler de olabilirdi. sizin talihsizliğinize "okula gitmemek" olmuş. (bisürü kursa gidip bırakması da bunun göstergesi. "bir karar alırım ve istersem de bu kararımdan vazgeçerim kime ne" demenin bir yolu bu.) yani demeye çalıştığım, burada da konu okula gitmek istememesi değil. kararını kabul ettirme çabası. ergenlik döneminde hep bir birey olma, herkesten farklı olma, kendi kararlarını alma modunda oluyor ya insan. siz onun üzerine düşerek ve "tatlım ama gitmezsen geleceğin iğrenç olur, hem neden istemiyorsun ki" cümleleriyle onu bu kararından vazgeçiremediyseniz bu bildiğin saf bir inata dönüşmüş. eminim o da biliyor liseye ve üniversiteye gitmezse ileriki hayatının bok gibi olacağını ama bu kadar süredir okula gitmemekte ısrar etmişken ve siz onu hep zorla okula göndermişken, şimdi bu kararından dönüp "taam ya düşündüm de siz haklıydınız. özür dilerim." demeyi gururuna yediremiyor. istiyor ki "okula gitmek" onun kararı olsun. sizin değil.

kendimden örnek vericem. o yaşlarda "ben bir şeyi istemiyorsam yapmam, kendi hayatımla ilgili neyin doğru olduğunu ben zaten biliyorum ve kimse de buna karışamaz" modundaydım ve inanın tatlı dille ya da zorla bana hiçbir şey yaptıramazlardı. berbat bir ergendim. nasıl çözdük derseniz, bilmiyorum cidden çok zor bir yıldı (13 yaş). her gün ama her gün evde bağırışlar kavgalar. sonra lisede (14 yaş) istanbulu kazanıp yatılı okumaya başladım. çok iyi geldi. inanılmaz sakinleştirdi. bunun en büyük sebebinin ailemden gelen "benim kızım büyümüş de tek başına yaşıyor, kendi kararlarını kendisi alıyor" yaklaşımı olduğunu düşünüyorum. kendi kendime dedim ki "heeh sonunda anladılar kendi hayatımla tek başıma başa çıkabileceğimi." ve onlara karşı çok daha ılımlı olmaya başladım. mesela annem "her ne istiyorsan yapabilirsin, ama bana her zaman ne yaptığını söyle. ben sana güveniyorum yanlış bir şey yapmazsın zaten" dedi beni liseye yollarken. ben de annemin güvenini sarsmamak için aptal bişi yapmak aklıma gelse de yapmadım. atıyorum sabaha kadar sahilde içki içebilirdim, yapan arkadaşlarım vardı. ama biliyordum ki yapmak da yapmamak da benim kararım. yani "içmek istiyorum ama annem izin vermez" değil "içmek istiyorum ama şimdi başıma bişi gelir ya boşver" diye içmedim. anlatabiliyor muyum?

kardeşinize gelecek olursam, o da "okula gitmek zorundayım çünkü herkes öyle diyor" düşüncesinde şu an ve bunu bir şekilde "okula gitmem lazım çünkü ileriki hayatımda yapmak istediğim şeyler için bu gerekli" ye dönüşmesi gerekiyor. ve bunu kendisi bulmalı, sizin söylemenizle olmaz. şimdi çok uç bir fikir belki ve bisürü insan bana katılmayabilir, ancak bence ailecek onunla konuşun ve canı nasıl isterse öyle yapabileceğini söyleyin. "madem bu kadar okumak istemiyorsan okuma. okuldan kaydını YARIN gidip aldıralım. zaten sen akıllı bir kızsın, kendi başına da istediğin şeyleri başaracağına ve güzel bir hayat kuracağına inanıyoruz." diyin. biraz tutuşabilir mesela bu cümleyi duyduktan sonra. yarın okuldan kaydının alınması ve bir daha hiç okula gidemeyecek olmak bence onun istediği şey değil. tepkisini ölçün böyle diyerek. bakalım ne diyor. bakarsınız "yok yeaa o kadar da değil" falan der. eğer soğukkanlılıkla "tamam alın kaydımı" dese de almayın tabi :) aldık dersiniz. bi süre gitmeyiversin okula. ama gitmediği zaman ne yapıyor, bu kararından pişman mı vs bunu gözlemleyin. çok emin olmamakla beraber şuna inanıyorum, zaten kendisi gelip "ben artık okula dönmek istiyorum" diyecektir.

bir psikoloğa gidip "durum böyle, biz neler yapabiliriz" diye sorabilirsiniz bir de. ama kardeşinizi götürmeyin bana kalırsa.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.11.16)
(5)

kendi kendime biyoloji öğrenebilir miyim

durbikonusucaz
ygs ya da lys biyolojisi falan değil. hobi olarak öğrenmek istiyorum. prof olma amacım yok zaten. benim gibi birinin öğrenebileceği bir kaynak var mıdır?mesela evrimle ilgili bir yazı okurken en azından genel bilgilere yabancı kalmayayım. temel bilgilerden başlamak istiyorum yani.
ygs ya da lys biyolojisi falan değil. hobi olarak öğrenmek istiyorum. prof olma amacım yok zaten. benim gibi birinin öğrenebileceği bir kaynak var mıdır?

mesela evrimle ilgili bir yazı okurken en azından genel bilgilere yabancı kalmayayım. temel bilgilerden başlamak istiyorum yani.
0
durbikonusucaz
(28.11.16)
Campbell-Biyoloji iyidir. Temel biyoloji bilgisi verir, genellikle de onunla baslanir zaten. Derinlesmek istedigin yere gore Campbell'dan sonra oneri yapariz. Bence onunla basla.
0
evrim halkasi
(28.11.16)
Campbell +1
0
Lim5
(28.11.16)
Prof. Dr. Ali Demirsoy'un kitapları yaygın olarak kullanılır. Biyolojiden önce biraz kimya bilgisi gerekebilir.
0
dissendium
(28.11.16)
Biyokimya temeli olmadan bir yere kadar gidebilirsin diye düşünüyorum. Çünkü moleküler evrim falan derya deniz. E biyoloji dediğin de evrim mekanizmaları ve madde döngüsü zaten.
0
sticksandstones
(28.11.16)
Campbell bunlarin temelini iceriyor zaten. Temel bilgileri aldiktan sonra yeterli olmadigini hissedersen Biyokimya ile devam edebilirsin. Lehninger'in Biyokimya kitabi benim ufkumu 1500 kat falan arttirmisti. Molekuler evrim icin de Futuyma'nin Evrim kitabi cok iyidir. Yalniz gecen yeni bir kitap yayinlanmisti, cok iyi diyorlardi. Adina bakar yazarim istersen. Ali Demirsoy'daki bilgiler bayagi eskidi artik. 2007 yilinda universiteye basladigimda bile hocalar okurken dikkatli okuyun diyordu. O gunden bu gune koskoca bir genetik kulliyati olustu. Campbell ile baslarsan nereye gidecegini kendin gorursun zaten.
0
evrim halkasi
(28.11.16)
(5)

Akademik Yazıda Alıntının Alıntısı

evc
Kafam karışıyor arkadaşlar.. Yardım eder misiniz bi? Diyelim ki; okuduğumuz Gürsoy'un yazısında (akt. kazancı) diyor. Ben bu gürsoy' un kazancı' dan diye belirttiği ifadeyi değiştirmeden tırnak içinde alıntı yapıcam. Metin içinde nasıl bi referans yazmam lazım? Teşekkür ederim.
Kafam karışıyor arkadaşlar.. Yardım eder misiniz bi?
Diyelim ki; okuduğumuz Gürsoy'un yazısında (akt. kazancı) diyor. Ben bu gürsoy' un kazancı' dan diye belirttiği ifadeyi değiştirmeden tırnak içinde alıntı yapıcam. Metin içinde nasıl bi referans yazmam lazım?

Teşekkür ederim.
0
evc
(28.11.16)
Bu durumlarda her zaman birinci kaynaga gitmekte yarar var, gidilemiyorsa 2. kaynak da olumlu. Yalniz Kazanci'nin aktardigini aktaran Gursoy'dan aktarmak cok da hos degil. Boyle bir referans gormedim, nasil verilir bilmiyorum acikcasi.
0
evrim halkasi
(28.11.16)
Ama bu bi tanım mesela, kendim o cümlenin manasını verecek bişe bulamıyorum çünkü. ya da ona rağmen, kendi ifademle mi yazayım o aktarılan kısımları? Bir de mesela, ilk kaynağa tamam gideyim ama o ifadeyi bulmam çok zaman alır.
0
🌸evc
(28.11.16)
Kazancıdan aktaran Gürsoy "...." şeklinde tanımlamıştır.

Olmaz mı bu ?
0
se se ge
(28.11.16)
Yani senin ozgun durumunu bilemiyorum tabii ki de ben olsam kesinlikle ilk kaynaga giderdim, eger bulamazsam Kazanci'ya giderdim. Gursoy'dan aktarmazdim yani. Illaha Gursoy'dan aktaracaksan Kazanci'dan aktaran Gursoy olabilir ama ilk kaynak arada kayniyor boyle olunca. Kendi cumlenle yaz yazabiliyorsan bence.
0
evrim halkasi
(28.11.16)
Bu durumda önemli olan emeğe saygı bağlamında ilk kaynağa ulaşmak. Herkes ikinci kaynağa referans verse ilk kaynağa giç atıf gelmez ve hakkı yenmiş olur ama "Kazancı böyle böyle demiş, Gürsoy da bunu bu şekilde kullanmış" deyip ikisine birden kaynak verebilirsin.
0
aychovsky
(28.11.16)
(11)

kızılderililer neden avrupa'yı keşfedemedi?

tosiba
internette biraz bakındım ve olaylara çok da doğru noktalardan temas etmediklerini düşünüyorum. hatta çok eksik ve çok yanlış temas etmişler.yani adamlara göre bunun sebebi amerika ve avrupa arasındaki iklim, nüfus, tarımsal faaliyetler farkları. güya gelişmişlik düzeyi avrupa'yı kıtalararası seyaha
internette biraz bakındım ve olaylara çok da doğru noktalardan temas etmediklerini düşünüyorum. hatta çok eksik ve çok yanlış temas etmişler.

yani adamlara göre bunun sebebi amerika ve avrupa arasındaki iklim, nüfus, tarımsal faaliyetler farkları. güya gelişmişlik düzeyi avrupa'yı kıtalararası seyahat edecek duruma getirmiş. ee? insanlar çok önce de kıtalar arası gidiyordu. ki aslında kızılderililer'in avrupa'yı keşfetmesi çok daha kolay. çünkü avrupalı gittiğinde orayı hint kıyıları sanıyor. ama kızılderili sadece kendini biliyor. ve gittiği yer de kendi ülkesinin aksine yapılaşmış bir yer. fark etmesi daha kolay olurdu. yani ne bileyim, bir liman görürdü, bir gemiye rastlardı. ilk seferde olmazsa ikide olurdu, üçte olurdu.. ama olurdu.


bu kızılderililer bir kere olsun demedi mi, 'kardeşim bak şurda bi su var, bu su acaba nereye kadar gidiyor, bi gidelim bakalım..'

kimse buna değinmemiş.

gemi çok çok eski bir icat. bu adamlar gemi icat etmedi mi? ettiyse neden gitmedi?

sorular, sorular..
0
tosiba
(26.11.16)
bu soruya burada yüzeysel cevap aramak yerine, "guns germs and steel"'i okumanı tavsiye ederim.

www.pandora.com.tr
0
archmage mahmut
(26.11.16)
@archmage mahmut

'guns germs and steel' gerçekten ilgimi çekti. okuyacağım kesinlikle. teşekkür ederim tavsiyeniz için.
0
🌸tosiba
(26.11.16)
"amerika ve avrupa arasındaki iklim, nüfus, tarımsal faaliyetler farkları."

bu o kadar az bişey mi ki küçümsüyosun?
0
ghilleinthemist
(26.11.16)
denizcilikte ileri bir halk olduklarını sanmıyorum. insanlar çok önceleri kıtalar arası falan gitmiyordu. uzun yol alabilecek gemilerin yapılması çok eskilere dayanmıyor.
0
burya
(26.11.16)
@ghilleinthemist

hayır, değil. ama oraya gelene kadar bahsettiğim sebep var, o da 'merak' duygusu. tarım, iklim vs. bunlar ticaretini doğurur ve o da belli bir gelişmişlikte olan toplumların keşif sebebi olabilir.

oysa kızılderililer ne kadar gelişmişlikteydi? kızılderilileri bir yer keşfetmek için bunlar ne kadar itiyordu? bence hiç veya çok az.

bildiğim kadarıyla kızılderililerin hiç gemisi olmamış. mö 4000'de ilk kez yapılan bir icattan bahsediyoruz. öte yandan dediğim gibi, merak. bu suyun ardında ne var. avrupalı bunu merak ettiyse, onlar da edebilirdi.

@burya

tam olarak öyle demedim aslında. avrupa'da kıtanın keşfinden önce de amerika ile olan mesafeden çok çok daha uzun mesafeler kat edilebiliyordu gemiyle. bunun o günkü gelişmişlik düzeyiyle doğrudan bağlantılı olmadığını söylüyorum.
0
🌸tosiba
(26.11.16)
şöyle de bir iddia var;

vikingler daha önce amerika'yı keşfetti ve bir grup kızılderili vikinglerle birlikte avrupa'ya gitti. orada karıştılar ve bir daha dönmediler. dönmeyince de öldü bilindiler. bekle dedi gitti, ben beklemedim, o da gelmedi. ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.

edit: yerli amerikalılarda bulunan genetiğe benzer dna'lara sahip bir sürü izlandalı bulmuşlar.
edit2: izlandalı'larda bulunan dna ile yerli amerikalı dna'sının aşırı benzer olması ciddi bir çalışmanın ürünleriymiş ancak aradaki 1000 yıllık geçmiş nedeniyle net bir kanıt ortaya koymanın imkansız olduğu söyleniyor.
0
🌸tosiba
(26.11.16)
avrupa, asya ve afrika birbirine bağlı ve sürekli etkileşim halinde olan 3 kıta. bilginin yayılması daha az zaman almış olabilir. ayrıca mutlaka nüfus bakımından amerika kıtasından daha yoğundur buralar. ayrıca kaynaklar da amerika kıtasındaki kadar bol değil. yani büyük kıt kaynaklar ve yoğun nüfus söz konusu. dolayısıyla hayatta kalma açısından inanılmaz bir rekabet var. amerika'da böyle bir şeyden bahsetmek mümkün değil. düşük nüfus, bol kaynaklar, rekabet yok, başka topluluklarla etkileşim yok, farklı kültürler yok e adamlar gelişme gereği duymamış gibi görünüyorlar.

ben tabi kısıtlı bilgimle sallama yorumlarda bulunuyorum. çok farklı şeyler de olabilir.
0
pilavmaker
(26.11.16)
Çok komik gelecek konuya ama Amerikay'ı aslında kızılderililer bulmuş olabilir :) İlk homosaphiens'in Afrika'dan dağıldığını düşünen genetikçiler son çeyrek asırdır çok büyük dna çalışmaları yapıyor Amerika yerlileri hakkında ve o yerlilerin Alaska - Rusya arasındaki bering denizini geçerek Amerika'ya yerleştiklerini düşünüyorlar. Kızılderililerin dna'ları Altay dağları, moğolistan ve sibirya bölgesinde yaşayanlarla köken olarak çok büyük benzerlik gösteriyor. Kızılderililer de Türk muhabbeti de buradan çıkmıştı zaten.

rbth.com

www.quora.com

qph.ec.quoracdn.net

cdn.rbth.com

Genetik araştırmaların dışında şu an adını hatırlamadığım bir sosyolog ise kültür araştırması yapmıştı Sibirya-Kuzey Moğalistan insanları ile kızılderililer arasında. Başka hiçbir toplulukta olmayan ortak birkaç dini ritüel bulmuştu. Ama kaynak veremediğim için ciddiye almayınız.
0
kanzuk seni yiyeceğim arslanım
(26.11.16)
Sibirya'dan en son Amerika'ya gecis zaten 1000 yil kadar once. Toplamda 3 farkli goc var Amerika'ya. Ilki 16 bin yil once, ikincisi de 5 bin yil kadar once. En son bin yil kadar once bir goc dalgasi daha var, Neo-Eskimo deniyor bunlara. Sonrasinda ufak tefek gecisler olmus olabilir, bilemiyoruz. Ama gorundugu kadariyla bu gecisler Sibirya-Alaska arasinda olmus. Buyuk okyanuslar asma gibi bir olay yok. Guney Amerika yerlileri birinci goc dalgasindan kokenleniyor, onlar muhtemelen unutmuslardir Sibirya'dan geldiklerini ama Kuzey'deki Neo-eskimo denilen 3. dalga insanlari hatirliyor olabilirler. Neden gelmedikleri konusu ise ihtiyac duymamislardir. Bu taraftan giden olmasaydi onlar gelebilirdi. Gelmediler demek de imkansiz, zira Sibirya'dan gelmis olabilirler.

Su makalenin 1. figurune bakabilirsin. Figur son sayfalarda.
biorxiv.org
0
evrim halkasi
(27.11.16)
@kanzuk seni yiyeceğim arslanım +1

güzel özetlemişsin, bana da nedense daha mantıklı geliyor bu fikir.
0
ada meltemi
(27.11.16)
Tüfek, mikrop ve çelik'te bu konuyu çok güzel özetliyor. Şu sebepten denilebilecek tek bir sebep yok, onlarca farklı sebebin yanyana gelmesi dolayısıyla asya-avrupa-afrika, amerika'ya göre daha erken gelişti ve sonucun bu şekilde olması kaçınılmaz oldu.
0
saygilarefendim
(27.11.16)
(2)

suriye'deki askerlerimizin öldürülmesine niye kızıyoruz?

doxanikee
türkiye suriye'de işgalci konumunda. suriye ordusunun yaptığını tsk yapmayacak mı? suriye türkiye'yi işgale kalkışsa aksini mi destekleyeceğiz?
türkiye suriye'de işgalci konumunda. suriye ordusunun yaptığını tsk yapmayacak mı? suriye türkiye'yi işgale kalkışsa aksini mi destekleyeceğiz?
0
doxanikee
(24.11.16)
Suriye ordusunun kontrol ettiği(!) bölgelerden sürekli füze ve roket yağdığı için teknik olarak TÜrkiye'ye saldırılmıştır. TÜrk ordusu saldırıları durdurmak için bölgeye girmiştir.
0
KaraSakall
(24.11.16)
"Attiririm karsidan 6-8 fuze" soylemini hatirla, sonra yukaridaki yorumu oku, zaten dugum cozuluyor.
0
evrim halkasi
(24.11.16)
(19)

Nereye gideyim?

balpolen
Adana geldi aklıma ama Adana'ya gittim, görmedigim bir sehir görmek istiyrum. 1 gün kalacagım, keyfi tamamen. Biraz gezip, varsa yöresel biseyler alıp dönmek. Önerilerinizi bekliyrum. Cıkıs İstanbul
Adana geldi aklıma ama Adana'ya gittim, görmedigim bir sehir görmek istiyrum. 1 gün kalacagım, keyfi tamamen. Biraz gezip, varsa yöresel biseyler alıp dönmek. Önerilerinizi bekliyrum.

Cıkıs İstanbul
0
balpolen
(23.11.16)
Gaziantep.
0
basubadelmevt
(23.11.16)
ayıntap
0
cekilmis gayfe
(23.11.16)
Antebe bikac hafta önce gittim, belki 1 ay sonra falan
0
🌸balpolen
(23.11.16)
Eskişehir.
0
m3mphis
(23.11.16)
hay eskişehiriniz batsın asasdfsadf
yozgata git
0
cekilmis gayfe
(23.11.16)
yozgatta havaalanı yok, oraya sen git @cekilmiskayfe
0
🌸balpolen
(23.11.16)
tmm
o zaman kars'a git kaşar alırsın
0
cekilmis gayfe
(23.11.16)
Uşak'a git, tarhana içersin, kanyonları falan görürsün. Haftada 2 gün uçuş vardı en son.
0
BuddyGuy
(23.11.16)
kütahya ya git.Ciddiyim.
0
basond
(23.11.16)
balıkesir.
0
axl
(23.11.16)
kars +1
0
doxanikee
(23.11.16)
yazlık bi yere kış dönemi git. şehir hayatından bıktığında, gelecek hayallerinde data olarak kullanırsın
0
neynep
(23.11.16)
ordu da iyi.
0
lonelyman
(23.11.16)
Edirne
0
bonisnocetquimalisparcit
(23.11.16)
İstanbul ne ara bitti ya:) Bursa belki
0
aklimdakisorular
(23.11.16)
Hatay/antakya
0
gonulcelen87
(23.11.16)
Hatay. Benim yerime de tepsi kebabi ye :(
0
evrim halkasi
(23.11.16)
malatya'ya gel.
0
etna
(23.11.16)
Antakya, iskenderun guzel yerler, guzel yemekler, arkeoloji müzesini de pas gecme
0
jemjum
(23.11.16)
(41)

sosyal bilimler okuyanları küçümsüyor musunuz?

limoncello
Az önce alakasız bir duyuruda psikoloji okuyan kıza söylenenlere denk geldim de ki arkadaş okuduğu bölümle alakasız olarak zeki demiş kız için. Okunulan bölümün zekayla değil kişisel eğilimi, yetenek ve tercihlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ha insanlar genelde nasıl iş bulurum, çok para kazanırı
Az önce alakasız bir duyuruda psikoloji okuyan kıza söylenenlere denk geldim de ki arkadaş okuduğu bölümle alakasız olarak zeki demiş kız için. Okunulan bölümün zekayla değil kişisel eğilimi, yetenek ve tercihlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ha insanlar genelde nasıl iş bulurum, çok para kazanırım şeklinde tercih yapıyor o ayrı. Ama şu anki puanlardan bağımsız olarak çünkü şu an puanları yerlerde olan iktisat-işletme bölümler benim zamanımda hukuktan daha yüksek top puanlardı. Ha bu bölümlerin aöfte açılması bu bölümlerin aöfte okutulacak kadar basit olduğunu göstermez. İyi bir üniversitede ingilizce iktisat eğitiminin gayet zor olabileceğini biliyorum.

Kısaca psikoloji,sosyoloji,felsefe,hukuk,iktisat,işletme, uluslararası ilişk., siyaset bilimi okuyanları ve mezunları küçümsüyor musunuz kendinizce? Bazılarında böyle bir kibir var da bizim ülkede. Halbuki yurtdışında ne kadar tercihe dilen ve değerli bölümler.
Dil-edebiyat, iletişim, güzel sanatlara da direkt gerizekalı gözüyle bakılıyor ehrhalde toplumda.

Not: sosyal bilimler okumadım.
0
limoncello
(23.11.16)
evet. kibirle alakası yok ayrıca, başarısız insanlar genelde sosyal bilimci oluyor ülkemizde (istisnaları elbette var).
0
giovanne
(23.11.16)
Bazı bölümler moda oldu maalesef. Psikoloji de bu bölümlerden biri. Çünkü bizim kullandığımız psikoloji kelimesiyle bilim olan psikoloji kelimesi birbirinden çok farklı. Nasıl ki bugün evrim teorisini insanlar komplo teorisi şeklinde algılıyorlarsa psikoloji bilimini de insanların dertleriyle uğraşan bir disiplin olarak görüyorlar. Bir de son zamanlarda özel üniversitelerde açılan psikoloji bölümlerinde Pelinsu gibi tiki kızlarımızın okuması psikolojinin o ağırlığını biraz yok ediyor. Genç Pelinsular alınmasın, ancak eskiden psikolog denince deneysel çalışmalar aklımıza gelirken şimdi kişisel gelişim üzerine şekillenen bir psikoloji aklımıza geliyor. Bu da bu tip bölümlerin herkes tarafından kolayca eleştirilmesini mümkün kılıyor. Mühendislik böyle değil, çünkü gerçekten sadece belli bir kesimin hakkında yorum yapabileceği konular içeriyor. İngiliz dili, Alman dili gibi bölümlere saygım var, ama yine de çok yaygın olması sebebiyle iktisat, işletme gibi bölümlerin kendini geliştirmemiş öğrencilerine pek sıcak bakmıyorum.
0
dissendium
(23.11.16)
@giovanni bunu nasıl genelleyebiliyorsun, zibilyon tane düşük puanlı mühendislik ve temel bilim var iş sahaları kısıtlı olduğu için. 200 binden mühendis alınıyor şu an. Şu saydığım bölümler de çok kaliteli,güzel bölümler değil mi ? Bu bölümlerde okuyan herkes überdir demiyorum tabii ama diğer bölüm öğrencileri de en az onlar kadar başarısız. Eğitim sistemimiz ortada. Bizim zamanımızda isteyen herkes lisede fen seçebiliyordu, boş beleş birçok adam girdi. Mühendis bilmem ne falan oldu
0
🌸limoncello
(23.11.16)
Kucumsemek degil aksine ibretle bakiyorum. Kucumseyenlere gerizekali gozuyle bakiyorum. Genelde kucumseyen insanlarin bilimden, sanattan anlamadigini gozlemliyorum.

Not: Hardcore sayisalciyim.
0
evrim halkasi
(23.11.16)
Bunlara doğrudan gerizekalı gözüyle bakmak zekanın nasıl bir şey olduğuyla ilgili gram bilgiye sahip olmamanın göstergesi.

Hele "psikolojiyi yanlış biliyorlar ondan seçiyorlar tikiler" deyip de böyle abuk subuk beyanlarda bulunmak komik tezatlar. Ekşide iki başlık okudum diye herkesten iyi biliyorum moduna girmemek lazım.

Soruyu soran arkadaş zeka derken analitik zekadan bahsediyor galiba.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
.net evet

dip not: Adramelekhh katılmamak elde değil.

Bir insanın (hatta varlık) seçimleri ve istekleri sonucunda "küçümsenmek" kelimesini kullanabilmesi, onun bu konudaki kendi ezikliğini(noksan bir düşüncesini) ortaya çıkarıyor gibi geliyor bana. Zira dünyada hiçbir kimse seçimleri ve seçimsizlikleri ile küçümsenmeye değer değildir. Çünkü biz buna değeriz, ricoyss
0
kozm
(23.11.16)
küçümsemem, mesleğe dikkat edeceksem beni bölümü değil üniversitesi bağlıyor.
0
cabiday
(23.11.16)
@adra, ben gerçeklerden bahsediyorum, Ekşi Sözlük'ü zaten okumuyorum. Senin bilip bilmeden benim yazdıklarıma abuk subuk demen daha komik. Facebook'ta özel üniversitede psikoloji okuyan birçok arkadaşım var. Bir tanesiyle aynı liseden mezun olduk. Kız açık açık, sayısal bana zor geliyor, ben eşit ağırlığa geçiyorum diyerek tamamen kolay olduğu için psikoloji seçti. Bunların hepsi tanıdığım kişiler. Tercih dönemlerine bire bir tanık oldum.
0
dissendium
(23.11.16)
@dissendium: Yaptığın genelleme yanlış. Mesela tezsiz yüksek lisans yapan bir sürü insan var, çoğu sırf askerliği ertelemek için.

Senin mantığınla yüksek lisans yapmak da amaçsız, askerliğe gitmemek için yapılan bir şey.

Edit: Yani ortalamaya vurursak (ki saçma bir ölçüt), bu insanların analitik zeka olarak biraz altta olduğunu belki gözlemleyebiliriz ama mesela türk insanını da ortalamaya vurursak böyle bir şey çıkacaktır. Bu tarz önyargıların sıkıntısı bu zaten. Önyargılar ve steryotipler işe yarar şeyler olabilir ama böyle genel beyanlarda bulunurken başvurulmaması gereken şeyler. İşin ahlaki kısmı da var ayrıca.

Öte yandan ben bu konuda tarafsız olsam da analitik zeka dediğimiz şeyin ölçütlerinin hepsinin yanlı (biased) olduğunu iddia eden de çok, mesela iq testinin iq testini yapabilme yetisinden öte hiçbir şeye kesin kanıt olarak kullanılamayacağını öne sürüyorlar. Tanıdık geliyor mu? Aynısını öss için de söylüyoruz.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
@dissendium, senin arkadaşlarının seçimleri bu durum için genelleme yapmanı mı sağlıyor. O zaman keşke ekşi sözlük okuyup bunu yapsaydın, kitle daha fazla orada. vay be kafaya bak!
0
kozm
(23.11.16)
ben sosyal bilimlere meraklıyım ancak maddi nedenlerden dolayı yönelmedim. sırf merakım olduğu için kendim tarih ve psikolojiyle ilgili kitapları bulup okuyorum. ancak böyle gerizekalıca bir algı var. adam dandik bir okulda mühendislik okuyor boğaziçi psikoloji, işletme öğrencisini küçümsüyor. halbuki o öğrencilerin matematik netleri ve bilgisi dandik okuldaki mühendislik öğrencisinden daha fazladır.

diğer taraftan sayısal ağırlıklı bölümlerde okuyan insanlar da şu yüzden küçümsüyor. ne var ben de yaparım diye düşünüyorlar. oysa psikolojide, siyaset biliminde başarılı olmak oturup da notları ezberlemek değildir. oturup inek gibi her şeyi ezberlerseniz bu bölümlerden iyi notlarla mezun olursunuz ancak bu bu alanlarda yetkin olduğunuzu göstermez. sosyal bilimler biraz da entelektüel birikimle, olayları analiz etme yeteneğiyle alakalıdır.
0
black mamba
(23.11.16)
küçümsemem asla ama okuduğu bölümle ilgili abuk subuk tespitler yapıyorsa mal la bu derim.
0
basond
(23.11.16)
@adra, kim psikoloji okumak amaçsız dedi? Konuyu çarpıtma. Özel üniversitelerde psikoloji okuyanların birçoğu moda olduğu için psikoloji okuyor dedim. Bu genellemenin nesi yanlış? Adam akıllı psikoloji okuyan yok mu? Tabi ki var, onlardan bahseden yok zaten.
0
dissendium
(23.11.16)
Ahaha konuyu çarpıtmadım ki ben, sen teşbihi anlamamışsın. Orda benzerlik kurduğum şey amaçsızlık değil.

Benzerlik şöyle:

1) Sayısal yapamadığı için (örnek bir argüman) sosyal bilimler okuyanların çokluğu -> sosyal bilimler okuyanlar için sayısal yapma yetisi üzerinden genelleme yapmak.

2) Askerlik ertelemek için, asıl amacının dışında yüksek lisans yapanların çokluğu -> yüksek lisans yapanların niyeti, ciddiyeti veya amacı üzerinden genelleme yapmak.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
bakin bizim ulkemizin tarihine. yoneticilerimiz hep sosyal bilimci ve maalesef kotu yonetiliyoruz.

Ben lise okurken falan hep basarisiz olanlar sosyal bilimci oldu.

Yanlis anlasilmasin sayisalcilari yuceltmiyorum ama allah askina gidin bi iibf fakultelerinin durumuna bakin sonra daha reel bir elestiri yapin.
0
giovanne
(23.11.16)
@kozm, bırak bu işleri. Sendeki kafa daha garip. Bire bir gördüğüm arkadaşlarımdan mı yola çıkayım yoksa Ekşi Sözlük gibi herkesin bol keseden salladığı bir ortamdan mı yola çıkayım? Ekşi Sözlük'ü sırf daha kalabalık diye daha gerçekçi kabul ettin. O zaman açılan tüm troll başlıkları da gerçeklik payı taşıyor bu durumda. Çünkü psikoloji gibi başlıklar da sürekli trolleniyor.
0
dissendium
(23.11.16)
bilim ve teknolojideki buyuk sicramalari hep muhendis kokenli yoneticiler sayesinde yaptik
0
giovanne
(23.11.16)
@adra, o zaman sana bir genelleme daha yapayım. Türkiye'de birçok öğrenci sayısal bölümlerden anlamadığı için ya da zor geldiği için eşit ağırlık, sosyal bilimler gibi bölümlere kayıyor. Bilerek ve isteyerek eşit ağırlık seçen öğrenci sayısı az. Dediğim gibi ben gerçeklerden bahsediyorum. Sen ideal bir popülasyondan bahsediyorsun.
0
dissendium
(23.11.16)
Ben bölümü değil de elimde olmadan üniversiteyi çok küçümsüyorum. Türkiye'de iyi sayılabilecek 5, bilemedin 10 üniversite var. Eğer bunlardan birinde eğitim görmemişse direkt kafamda eksi puan veriyorum o kişiye. İster tıp okusun isterse atom mühendisliği, eğer o kişi zıttırıbüzük üniversitesi ikinci öğretiminde falansa hiçbir saygınlığı kalmıyor benim gözümde. Böyle düşünmem hoş değil biliyorum ama engel olamıyorum kendime.

Bu arada "Ama sınavlar zeka ölçmüyor :( :( :(" diyen kişilere g.tümle gülüyorum. Zeka dediğimiz şey zaten bulunduğu ortama uyum sağlama becerisi değil midir? E biz Türkiye'de yaşıyoruz, maalesef her şeyi sınava tabii tutan leş bir eğitim sistemimiz var. Bunu kabullenip geleceği adına gerçekçi kararlar verebilen ve bu uğurda çaba sarf eden kişiler benim gözümde zeki insanlardır.

Not: Sosyal Bilimler mezunu değilim.

Edit: @Adramelekhh neden bu kadar hırslandın ki? Afahagsgsh tamam tamam en zeki sensin :D
Edit 2: İyi ki hırslanmamışsın yani, 30 ayrı cevap verip 70 paragraf yazı döşemişsin. Beni kale alıp bu kadar uğraştığın için teşekkür ediyorum açıkçası. Ben aynısını sana yapmazdım, senin için bu kadar uğraşmazdım. Onore oldum :D
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
ne okulu, ne okuyanı, ne de üniversiteyi küçümserim. kimin ne cevherler gizlediğini asla bilemezsiniz. çorbanın içine 10 tane malzeme koyarsınız. hepsinin tadı, lezzeti, vitamini farklıdır. o malzemelerin birini eksik koyarsanız tadınız kaçar. herkesin eğitimine saygı duyun.
0
cliquot
(23.11.16)
Hayır zekayla adaptasyon aynı şeyler değil.

Götünüzü başka yerlerde açın lütfen.

Ben anlamıyorum neden zeka denen eşyle ilgili en ufak ciddi bir bilginiz yokken böyle götümle gülüyorum filan yazıyorsunuz? Köstebek yazdığın şey o kadar komik ki neresinden tutsam elimde kalır. İlginçsiniz yani. Ben yanlış anlaşılmasın diye sürekli üslubumu tıraşlıyorum yazılan şeye bak vay arkadaş.

Biraz mantık ya.

Edit: @dissendium: Hayır ben idealden filan bahsetmiyorum, duyuruyu tekrar oku istersen neyi soruyormuş.

Bakın size özet geçeyim. Bir insanı veya bir grubu sadece sosyal bilimler okumayı seçmiş diye küçük görüyorsanız veya küçük görmeyi ısrarla haklı çıkarmaya çalışıyorsanız haksızsınız. Böyle tek bir şeyden devasa çıkarım kasacaksanız mesela -tek bir şeyden devasa çıkarım kasanları küçümseyebilirsiniz.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
şuna eminim ki hepimizin orda-burdaki üniversitelerde sosyal bilimler okuyan ve zehir gibi kafası çalışan tanıdıkları, ya da itü odtü vs. de mühendislik okuyan ama hiçbir şeyden anlamayan embesil arkadaşları olmuştur. şahsen benim çok fazla oldu. o yüzden genelleme yapmak yersiz.

sadece şunu söyleyebilirim, özel üniversitelere burssuz giren ve sırf elinde bir diploma olsun diye baba parasıyla ve zorlamasıyla ittire ittire 917472 yılda okul bitiren zengin ve "salak" insanlar var. bunlar da genelde sosyal bilimler bölümlerini seçiyor çünkü evet okuması mezun olması daha kolay. ama bunun o insanların zekalarıyla alakalı bir durum olduğunu düşünmüyorum. ailelerinin salakılığı. babaları zamanında fazla güven vermiş bunlara, şımartılmışlar ve hiçbir gelecek kaygısı duymamışlar. o zengin ve şımarık çocuğu 3 yaşında ailesinden alıp bir memur aileni yanında büyüt, belki de büyüyünce kansere çare bulacak. bilemezsin.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.11.16)
@köstebek:

Bak sana yazdığınla ilgili en göze batan mantık hatasını anlatayım.

Sen diyorsun ki "adaptasyon zekadır, uyum sağlayan zekidir." Bu bahsettiğin insanlar sayısal yapamadıkları için bu bölümlere yöneliyorlar, hatta "baba parasıyla okuyan mal" diyeceğiniz tipler de aynı şekilde yapamadıkları için veya yapmak istemedikleri için parasını basıp diplomayı alıyorlar ve geçiyorlar. Bu insanların yaptığı uyum sağlamak değil mi? Uyum sağlamak zeka göstergesi değil miydi?

E hani salaktı?

Salak olduğu varsayımı ile başladık, senin hipotezini uyguladık ve tezatla karşılaştık. Sosyal bilgiler mezunları bile bu tarz hipotez yanlışlama işlerini bilir hani. Sosyal bilimler mezunları bile...

Umarım anlayabilmişsindir.

Tanımlarla ilgili ciddi problemleriniz var, sarf ettiğiniz kelimenin ne anlama geldiğini düşünmeden hışımla savuruyorsunuz.

Dediğim şey zekanın sandığınız gibi tek yönlü bir şey olmadığı yönünde. Burda yazarken rastgele salak demenin bile ne anlama geldiği hakkında en ufak fikriniz yok. Tavan IQ puanı alıp kişilik olarak çoğumuzun salak olarak nitelendirebileceği bir sürü insan var. Ne demek istediğimi anlayabiliyor musun?

Bu son cümlemde iq testinin zeka ölçmediğini ileri sürmüyorum, senin zeka anlayışındaki boşlukları gösteriyorum.

IQ testinin zeka göstergesi olmadığı iddiasını da sadece farklı bir fikir olarak verdim.

Edit: "niye hırslandın ki en zeki sensin tamam xdxd" yapmışsın editleyip. Vallahi tebrik ederim :D Gelip argo laflarla cahilce girişen sensin ben burda sakin sakin dert anlatmaya çalışıyorum. Hem hırslanmış olsam da bu tartışmamızla ilgili hiçbir şeyi değiştirmez, gerçekten böyle şeylerin seni daha haklı göstereceğini mi sanıyorsun? Yani gerçekten "sen sosyalcisin kesin o yüzden böyle diyorsun" gibi ilkokullu argümanları yapacaksanız burda bile yandık.

Edit 2: Ne demek, önemli değil.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
bölüme göre değil de üniversiteye göre kafamda bir önyargı oluşuyor ama iyi bir mühendislik bölümü kazanıp ot gibi gezen adam da gördüm. iyi bir üniversitede sosyal bilimlerde okuyan kişi ise ister istemez düşünmeye zorlanıyor en azından.

"bakin bizim ulkemizin tarihine. yoneticilerimiz hep sosyal bilimci ve maalesef kotu yonetiliyoruz."

hmm. evet siyaset bilimcileri hemen mezuniyet sonrası devletin başına yönetici diye atıyorlar. bürokrasi ile politikacı arasındaki farkı öğrenmenizi ve ondan sonra tespitte bulunmanızı öneririm.
0
sporty
(23.11.16)
sosyal bilimler değil de "ahmet üniversitesi" gibi sikimsonik özel üniversitelerde okuyanları küçümsüyorum. bir de burslu okuyorum diye havaya giriyorlar.
0
suicides underground
(23.11.16)
Sosyal bilimleri küçümsemeyi direkt az gelişmişlik, vizyonsuzluk ve aşağılık kompleksiyle ilişkilendiriyorum.

Lisede bana sayısal seçtirdiler, kafam çalışıyor sayısal dersleri yapabiliyorum diye. Oysa dil bilgisi ve edebiyat derslerim de oldukça iyiydi ve psikoloji okumak istiyordum. ÖSS'de Türkçe-1 testini yanlışsız yaptım, matematik/fen de iyiydi işte. Mimarlık okudum (iyi ki), nispeten mühendisliklerden daha yakın geldiği için.

Lisede eşit ağırlık okuyanları başarısız olanlar gibi görmeseydi babam, üniversite sınavında derece bile yapardım. Biraz da bu anlayış yüzünden ortalıkta işinden dolayı mutsuz olan bir ton insan var.
0
gmzo
(23.11.16)
Ben genel kültürü düşük ve kendini geliştirme çabası içinde olmayan bilgiyi gereksiz gören herkesi kucumsuyorum bölümünden bağımsız.
0
passive aggressive
(23.11.16)
ben de genelde mühendisleri küçümsüyorum. sayısalcıların diğer dalları için de büyük kısımla aynı düşünüyorum. sayısala aklı ermeyen veya çalışmaya götü yemeyen adam daha kolaydır diye diğer alanlara yöneliyor. lise okuyan herkes bunu bilir zaten. bilerek isteyerek ben hukukçu, tarihçi olacağım diye tm ve sözel yazan kişi sayısı az.

gelelim mühendislere, mühendisler gerek genel kültürsüzlük sendromuna gerekse fallacy dediğimiz ''düşünme hatalarına'' çok defa düşüyorlar. zekaları ile alakalı olduğunu sanmıyorum, sadece pratik çözüme odaklı eğitim aldıklarından olabilir. ve dümdüz adamlar oluyorlar genelde. Bir mühendisin tarif, tahkik, tasnif, tahlil, terkip şeklinde bir sosyal meseleyi incelemesi mümkün değildir mesela illa ki fallacye düşer. Ama bir fizikçi yapabilir bunu.
0
jangbogo
(23.11.16)
Yakin cevremdeki 5li arkadas grubumun 3ü makine mühendisi, 1i elektrik muhendisi. Tek sozel bolum okumus olan benim.

Aramizda bir kez olsun muhabbeti gecmedi konunun. Üniversitede tanismistik. Kafadan 8 yili var arkadasligimizin.

Bence bolumle ilgili genellemeler yapan insanlar hem issiz hem de sığ. En azindan bizim ortamimiza giremeyeceklerine inaniyorum.
0
la rana
(23.11.16)
@giovanni ülkenin bu hale gelmesinin müsebbiblerinden özal, demirel ve erbakan mühendis ve hatta itü mezunu. Siyasetçi olan herkesi siyaset bilim, uluslararası ilişkiler mezunu mu sanıyorsunuz nedir? Okey iibfler ki iibf diye genellenip aynı kefeye konulmasını da doğru bulmuyorum süper çok başarılılar demiyorum aynı şey mühendislik fakülteleri için de geçerli kendim de bir mühendis olarak söylüyorum. Puan olaraksa da 200 bininci adam da devlette ve özelde mühendislik kazanabiliyor, daha yakın zamana kadar uzaktan eğitimle mühendis olunabiliyordu.
edit: ek olarak şuanki başbakan da itü mezunu gemi mühendisi. Haa evet mühendis kökenli yöneticileri sayesinde çok aşama kaydettik doğrudur.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
zekayla ilgili herkesin ayrı bir tanımı var. Öss, kpss gibi sınavlarda yüksek puan almak da ortalama bir zeka (gerizekalı olun demiyorum ama einstein olmaya da gerek yok)ve düzenli iyi bir çalışmayla sağlanacak bir durum. Yani zeka değil çalışkanlık ve azim göstergesidir. Ayrıca ülkeye uyum sağlayacağım diye sırf iş garantisi ve iyi para var, prestiji yüksek diye örneğin sevmediğim ve mutsuz olacağım bir bölüm mesela tıp seçmezdim. O zaman herkes tıp okumalı. Bu da akıllıca değil. Hem ilgi alanı ve eğilimler hem de iş koşullarıyla doğru orantılı seçim yapılmalı.

Ayrıca özel üniversitede paralı tek haneli mat netleriyle endüstri mühendisliği, bilmem ne mühendisliği okuyanlar da çok fazla. Boş beleş insanların hepsi ,işletme okuyor doğru değil. @dissendium evet kızlar arasında hukuk, psikoloji bölümlerinden yükselen bir trend var ve özel üniversitelerde ücretli olarak nispeten düşük puanlarla okuyorlar, babaları zaten mezun olunca ofis açıyor onlara ama parasıyla da osla hakkıyla okuyan da çok. Ayrıca paralı okumak da küçümsenecek bir olay değil, keşke herkesin öyle bir fırsatı olsa
0
🌸limoncello
(23.11.16)
bu arada vakıf üniversitelerindeki burslu kavramı da iyice yalama oldu. Önceden ya burslu ya paralıydın. Notların iyiyse yüzde 50 başarı bursu kazanırdın belki. Şimdi önünden geçsen burs verecek, mütevelli heyette tanıdık varsa burs versin, sporcuysa burs evrsin yüzde 25 yüzde 75 burs yok yüzde 55,5 burs işi ticarete döküyor. Şu an bir çok vasıfsız devlet ve vakıf üniversitesi var. Burslu denince başarılı öğrenciler olurdu 2010 öncesi girenler için, şimdi burslu bile olsa düşük puanlarla giren çok kişi de var çünkü çok fazla vasıfsız okul var
0
🌸limoncello
(23.11.16)
@köstebek kurabiye

ilk parafta, adam elinde olmadan,nefsine veya duygularını kontrol edemediğini anlatmış ve bununla yanlış yaptığını itiraf etmiş.

ikinci parafta, soru sormuş;
Zeka dediğimiz şey zaten bulunduğu ortama uyum sağlama becerisi değil midir?
değildir. bkz. einstein :) o senin dediğin modifikasyon ve zekayla ilgisi yok :))

@dissendium mantığıyla yola çıkarsak; kendi hatalarının bilincinde olan ve henüz bu duruma hakim olamayan birinin tespitini pek sallamamak gerecektir.

ve özet;

"Afahagsgsh tamam tamam en zeki sensin :D"

abi ne yiyip, ne içiyorsunuz siz :)
0
kozm
(23.11.16)
Ya hu siz okuduğunuzu anlamamada neden bu kadar ısrarcısınız? Sanki sayısalcılara zeki, sözelcilere aptal demişim gibi bir algı oluştu. Benim yukarıda yazdığım cevabın neresinden bu sonuç çıkıyor bana söyler misiniz lütfen?

Tekrar ediyorum, ben bölümü değil, üniversiteyi küçümserim yazdım ve bu yazdığımın da arkasındayım. Zeka konusunda yazdıklarımın da arkasındayım. Bir kişi eğer Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden birinde okuyorsa ben bu kişinin kafasının çalıştığını düşünürüm. Bu tamamen benim görüşüm, siz katılmamakta serbestsiniz. Ben Boğaziçi İşletme'de okuyan birine küçük bir şehrin dandirik bir üniversitesinde Mühendislik okuyan birinden daha fazla saygı duyarım. Altını çizerek söylüyorum, BU TAMAMEN BENİM GÖRÜŞÜM. Benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz; lakin saldırmak neden? Stres mi atıyorsunuz üzerimde napıyorsuz.
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
küçümsüyorum
0
sherbert
(23.11.16)
ayrıca odtü,boğaziçi, gsü gibi devlet üniversiteleri ve birçok vakıf üniversitesinde de öğretim dili ingilizce ve gsü için fransızca. Bu bölümleri oralarda ingilizce fransızca okumanın kolay olduğunu düşünmüyorum. Sayfa sayfa makaleleri ana dilinden başka bir dilde. Yeri gelip türkçe anlamakta zorlanacağın şeyleri ingilizce fransızca okumak zordur.
Bu arada zorluk kolaylık kişiden kişiye değişen şeyler. Mesela matematik sevmediği için psikoloji seçen diyeceğim ama tm adı üstünde türkçe matematik. İllaki matematik görecek. Ayrıca psikolojide ilk yıl matematik vardır. Çok ağır olmasa da. Şimdi bu kıza sevdiği şey kolay sevmediği şey zordur. O yüzden sevdiği ve ona kolay gelen şeye yönelebilir. Aynı şekilde lisede ve össye hazırlanırken paragraf soruları okumaya yerinen biri boğaziçi sosyolojide ingilizce sayfa sayfa makaleleri okumaya çalışırken cinnet geçirebilir ve çok zor gelir.
Onun haricinde hem sayısalı hem sözeli iyi olup sevdiği için sosyal bilimlere ki bu aslında tm oluyor, yönelen; hem de sevdiği için fen bilimlerine yönelen kendini bilen insan da çok var. Ha bizim zamanımızda iyi liselerde(fen ,anadolu, öğretmen gibi) sosyal bölüm açılmazdı genelde hem talep olmazdı hem idare açmak istemezdi. fen,tm ve dil olurdu genelde. Ama annem öğretmen olduğu için biliyorum genelde devlet düz liselerinde sosyal dediğimiz össde sözel diye geçen bölümlere genelde düşük beklentili, çalışmayan, haylaz tipler giderdi.
Şimdiki kız arkadaşımla aynı okuldan mezunuz ama okurken tanışmadık mesela o da iyi bir lise mezunu ve çalışkan bir öğrenciymiş ve bölüm seçerken herkes öğretmenler falan fen seçmesini beklemiş ama onun hedefi belliymiş tm seçmiş. Birileri beni küçümseyecek diye hayatım boyunca yapmak ve okumak istemediğim bir meslek ve bölüm seçmek istemedim demişti bir konuşmamızda. Ama evet başarılı öğrencilerin sayısal ve özellikle tıbba yönlendirilme durumu var. Ama bu çok saçma. Ama bölüm seçimleri de genelde aile,çevre, arkadaşlar, yüksek puan ve dersane rehberlik hocaları tarafından yönlendiriliyor ve isabetli değil genelde ve mutsuz çocuklar çıkıyor.

Bu arada üniversitedeyken bilgisayarda okuyan bir arkadaşım endüstricileri küçümserdi; onların okuduğu işletme gibi bir şey teknik bilgi namına bir şey yok diye. Yani endüstri de sayısaldan alıyor sözde. Ama bu da komplekslice bir durum bence. Endüstri de kolay diye geçen bir mühendislikti mesela.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
@limoncello, bu durumun sonu yok zaten. bilgisayar endüstri'yi, mimar iç mimarı, psikolog psikolojik danışmanı, iibf'li öğretmeni, öğretmen iibf'liyi küçümser. işte bunların hepsi kompleks.

ayrıca kalburüstü üniversitelerin birinden mezun biri olarak, okuduğu üniversiteye göre de kimsenin yargılanamayacağını yüksek lisansta çok güzel öğrendim. iki kişi var dönemimde mesela, biri itü mezunu ve hayatındaki tek başarısı itü'yü bitirmek, öteki izmir ekonomi mezunu ve entelektüel birikimiyle diğerini dövmekle kalmaz, mahveder.

1-2 nesil büyüklerimizde imkansızlıklardan dolayı okuyamamış, şimdiki beyaz yakalıların %90'ını parmağında oynatabilecek ilkokul mezunu bir sürü insan var. 'oku, baban gibi eşek olma' mantığıyla yetiştiğimiz için, okuyunca bir bok olduk sanıyoruz. oysa eşekliğin baki kaldığını çok iyi biliyoruz. insanları bölümleri, üniversiteleri sebebiyle küçümseyenler de cehaleti alınmış eşekler. üzgünüm.
0
gmzo
(23.11.16)
@gmzo benim de izmir ekonomi mezunu çok çalışkan ve kültürlü 2 arkadaşım var ama tam burslu kazanıp okumuş kişiler, ücretli okuyanlara her ne kadar biraz önyargıyla yaklaşsam da bende de bu kırıldı. Mesela kadir hasta uluslararası ilişkiler bölümüydü yanlış hatırlamıyorsam bir arkadaşımın arkadaşı 2. girişinde anca ek kontenjanla paralı girmiş ama okurken başarılı olup yüzde 50 burs kazanıp bölüm birincisi olarak bitirmiş o kadar burslu kazanmış öğrenci arasında mesela. Bu adamın össde sorulan matematikle, bilmem neyle pek ilgisi yok belki ama okuduğu bölümü sevmiş, ilgisi varmış belli ki. Sınavda başarısız olsa da okuduğu bölümde başarılı olmuş.
Tabii ideal dünyada keşke herkes kendi eğilim ve alanlarına göre bölümde okusa.
Zorluk kolaylığın da tamamen bu ilgi alanı ve eğilimlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ne gerizekalılar da tıp ve mühendislik bitiyor zorlanmadan.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
* zeka


Sonuçta her kişi için bir karşılığı var. Belirli şeyleri sınıflandırıp zeka üzerinde eşleştirme yapmamak lazım.
0
şair eşref
(23.11.16)
universitenin meslek yuksek okulu islevi gordugu memleketten manzaralar...

iyi bir okulda sosyal bilimler okudum, universite diye isimlendirilen epeyce bir okulun epeyce bir bolumunu birkac ayda bitirebilecegime eminim.

anahtarimiz bilimsel kafa olmalidir. onu edinememis "universite mezunu" nazarimda isini iyi yapmayan herkes kadar hikayedir.
0
e haliyle
(23.11.16)
birkaç ayda bitecek okul müfredatı yok
0
🌸limoncello
(23.11.16)
(12)

Lütfen bana en iyi Türkçe öğretmeninizden bahsedin.

ya ben lan neyse
dostlarım, saygıdeğer insanlar.hayatınız boyunca dershanede, okulda -üni hariç- karşılaştığınız Türkçe öğretmenlerinizi merak ediyorum. İyiden kastım dersi anlatı tarzı.Mesela size öğrettikleri içinde nasıl bilgimatikler vardı ki hala hatırlıyorsunuz?Eskişehir'in belki de en iyi Türkçe öğretmeni feş
dostlarım, saygıdeğer insanlar.

hayatınız boyunca dershanede, okulda -üni hariç- karşılaştığınız Türkçe öğretmenlerinizi merak ediyorum. İyiden kastım dersi anlatı tarzı.

Mesela size öğrettikleri içinde nasıl bilgimatikler vardı ki hala hatırlıyorsunuz?

Eskişehir'in belki de en iyi Türkçe öğretmeni feşen lakaplı hocam, lise 3'e kadar zarf ve sıfatı karıştırırken beni adeta dil bilgisinde uzman yaptı.

onun öğrettiklerinden biri: ilKİ ekiydi mesela. ilgi ekini ilKİ diye öğretiyordu. (bildiğiniz gibi -ki ekidir.)
0
ya ben lan neyse
(22.11.16)
Dershane hocamin su lafini unutmuyorum

Sey i neden illa birilerinin yanina kaktiriyorsunuz. Sey de kendi basina bir kelime. Onun birilerine ihtiyaci yok. Ayri yazin.

Ayni sekilde bu hocamin sive agiz ayrimini cok sik hatirlattigini ve bunun sayesinde unutmadigimi soyleyebilirim.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(22.11.16)
dersanedeki hocam sürekli tekrar ederdi, "KA diye bir harf yok arkadaşlar, KE'dir o" diye. sayesinde ülkenin %99'unun yanlış okuduğu bir harfi doğru okuyorum.

ama biraz garip karşılanıyor, herkes 'HeSeYeKa' derken 'HeSeYeKe', 'TeCeKa' derken 'TeCeKe' demek.
0
signore
(22.11.16)
kadındı hepsi tanımları yazdırır ve örnek verirlerdi konuyla ilgili ama benim emeklerimin de etkisi var tabi.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(22.11.16)
Lise son sınıfa başladığımda 10 net bile zor çıkarıyordum. ÖSS de Türkçem fulldu, ne yaptı kadın bilmiyorum. Şiirler önerirdi, Attila İlhan'ı onun sayesinde okumuşumdur muhtemelen ilk kez.

Öyle güzel ödevler verirdi ki 'ben sayısalcıyım, ne işim var bunla yea' diyemez, kütüphaneye gider araştırırdım.

En sevdiğim özelliği, kompozisyon yazdırırken TÜBİTAK bilim-çocuk kartlarından çektirirdi, o konuyu yazmamızı isterdi. Bana yerel ağ bağlantısı denk gelmişti de hayatımın en saçma kompozisyonunu yazmıştım.

O dönemler Yüksek Sadakat'in Senin Yüzünden şarkısı meşhurdu. Kompozisyon sınavında konu 'Senin yüzünden' idi. Hepimiz salak salak senin yüzünden şu oldu bu oldu ayı kaçtı eşşek uçtu falan yazmıştık. Sınavdan sonra 'her gün dinlediğiniz şarkının farkında değilsiniz, en azından 2-3 kişi fark etmeliydi' diye paylamıştı. Resmen etrafıma ilgimi arttırmış.

Öeh daha yazarım da şu imlamı görse kıçımdan vurur, ondan devam etmiyorum. :)
0
evrim halkasi
(22.11.16)
Benim ortaokul 1. sınıfta muhteşem bir Türkçe öğretmenim olmuştu. Bütün okulca adama hayrandık. Zeki Müren Türkçesiyle tane tane şiir gibi konuşurdu. Bize karşı inanılmaz saygılıydı. Karşısında 11-12 yaşlarında çocuklar varmış gibi değil de sanki yetişkinmişiz gibi davranırdı. Öğrencilerine "siz" diye hitap ederdi ve soyadlarıyla seslenirdi. Çok hoşumuza giderdi bu, kendimizi çok önemli hissederdik.

Derste çarpıcı ve akılda kalıcı örnekler verirdi hep. Misal cümlenin ögelerini işlerken "Ali eve geldi." gibi sıradan cümleler seçmezdi, onun yerine çeşitli şiirlerin dizelerini kullanırdı. Kendi de bol bol şiir yazıp bize okurdu zaman zaman. O öğretmenin dersinde sınıfta çıt çıkmazdı. Korktuğumuz için değil, saygıdan ve şimdi ağzından ne çıkacak acaba hocanın diye meraktan susup dinlerdik.

O öğretmenle tanıştıktan sonra hayatım boyunca Türkçe dersim hep iyi oldu. Girdiğim sınavlarda hep çok yüksek netler yaptım ve günlük hayatımda da dilimi olduğunca hatasız ve özenli kullandım.
0
köstebek kurabiye
(22.11.16)
mehmet zeki gündüz. izmir türk kolejinden hocam. cümlelerin öğelerini "cümlenin trafik polisi yüklemdir. gidip de taksiciye sorarsan yolu uzatırsın" tarzı bir cümleyle öğretmiş sivaslı bir amcamızdı. itk'nın sosyal bilimler hocaları şahanedir aslında altın sarısı focus'u olan öznur hoca, mercedes'li osman kandemir hocamızı da çok severdim. bir de sekizinci sınıfta dersanede tuncay diye bir eleman vardı batıda.
0
rain when i die
(22.11.16)
Ders anlatımından ziyade sınıfa her girdiğinde çok ama çok güzel şiirleri ezberinden okurdu, beni edebiyatla ve kitapla haşır neşir hale getiren ne öğrettiği dilbilgisi ne de öğretmenlik yeteneği olmuştur aksine beyefendiliği kadar dersin dışında bu ruh inceliğini köklerime ekmiştir, iyi ki.
0
gkct
(22.11.16)
ortaokulda iki türkçe hocam oldu. bugün türkçem iyiyse onların sayesindedir. herhangi bir özel pratiklerini ya da öğrettikleri spesifik bir şeyi hatırlamıyorum açıkçası. tek hatırladığım, kendilerine ve derslerine saygı duyduğum; dolayısıyla ilgiyle ve sıkılmadan dinlediğim.

ayşegül hoca 6. sınıfta gelmişti. çok sert, nadiren gülen biriydi. ben başta bayağı çekiniyordum, zaten süklüm püklüm bir bebeyim, göz temasından bile kaçınıyordum. daha sonraları fark ettim ki kadın hepimize resmen anne gibi yaklaşıyor. her şeyimizle ilgileniyor, mesafesini koruyup tavrını koyuyor ama asla öğrenciyi ürkütüp korkutacak seviyede bir terslik, şiddet, otorite eğilimi göstermiyor. en iyi hatırladığım uygulaması şu: sınıfa kütüphane yaptırmıştı. belki her sınıfta oluyordur bu bilmiyorum ama bize demişti ki işte getirin kitaplarınızı. burada toplayalım. alın, okuyun, geri verin. en çok kitap okuyana da yemek sözü vardı. gökçe diye çılgın bir arkadaşımız vardı, yemeyip içmeyip kitap okurdu kız. 52 tane mi ne okumuştu bir senede. o sene herkes en az 10-15 kitap bitirmiş, özet yazmıştı. en tembelimizin bile "bu ne yaa" dediğini hatırlamıyorum.

yedinci sınıftaki hocamız acayip güzeldi. hani böyle enerjik, sempatik, gülücük saçan nefis hocalar oluyo ya öyle biriydi. kadın dersi masaya yaslanarak anlatsa, teneffüste "OLUM GÖDÜNÜ TAM KÖŞEYE DENK GETİRDİ, ÇOK ATEŞLİ BİR HANIM MMMM" diye deliriyoduk erkekler olarak, ne iğrenç tiplermişiz aq. dersi iyi işlerdi ama benim asıl dinleme sebebim çok güzel olmasıydı valla, ağzının içine bakıyodum valla. şu isim-fiil, sıfat-fiil nanelerini ondan öğrenmiştim mesela. an-ası-mez-ar-dik-ecek-miş. sıfat-fiilin ekleri miydi bunlar? isim-fiilde üç tane vardı sanki... unutmuşum.

ulan ben hoca konusunda çok şanslıydım be. cidden çok şahane, örnek alınası insanlara denk geldim hep. her neredeyseler iyilerdir umarım, unutma unutturma :((
0
der meister
(22.11.16)
bütün türkçe hocalarım çok kötüydü beni resmen türkçe'den soğuttular.
Benim için türkçe daima geçilmesi çok zor bir ders olarak kaldı.

Hayat işte eşim türkçe öğretmeni birkaç kez dersine girdim, benim öğretmenim hiç olmasa da bugüne kadar rastladım en iyi türkçe öğretmeni net şekilde eşimdir.
0
basond
(22.11.16)
ortaokuldaki turkce ogremenim turkce dil bilgisi disinda ogrettikleriyle beni benden alirdi. mufredati anlatirdi tabi ama ek olarak mesela icten yanmali motorlarin nasil calistigini tahtaya cizerek anlatirdi, mona roza siirinin hikayesini anlatirdi, hacker yegenini anlatirdi, politika ve etik degerler konusunda bile konusurdu ki bu konusmalari sayesinde dunyada bir seylerin yanlis gidebilecegini fark edip aydinlandim, o yaslarda adana gibi bi yerde kolay kolay aklima gelmeyecek seyleri dusunmeye basladim. sorgulama ve surekli olarak konu-bagimsiz ogrenme istegi asiladi bana yani.


he dil bilgisi olarak dersen, mesela yine o yillarda stephen king'in kara kule 1 kitabini okumustum. o kadar cok de/da/mi yazim hatasi vardi ki grammar nazi etti beni bu kitap o baskisiyla, saniyenin onda biri suresinde dogru/yanlis yazim ayrimi yapabilir hale geldim.
0
hjarteblod
(22.11.16)
ankara'da 6 ve 8. sınıfta burhan hocamız vardı aynı zamanda eski bir avukattı kendisi. dersi en ufak bir ayrıntıyı atlamadan tane tane anlatırdı. benim en sevdiğim hocamdı ama kendisi ile hiç ders dışında konuşmadım. ne otoriter ne de gevşek davranırdı.
0
ada meltemi
(22.11.16)
türk dili ve edebiyatı öğretmeni birisi olarak düşündüm de şu hocam şu konuyu ne güzel anlatmıştı, hala unutmam şeklinde etki bırakan bir türkçe ya da edebiyat hocam olmadı.

kelime oyunlu kısaltmaları ezberleyip mevzunun aslını değil de pratiğini göstererek anlatan öğretim tarzı bana göre değildi, o yüzden çok etki bırakmadılar sanıyorum.

mesela, anası mezar dikecekmiş sloganından sıfat-fiilleri öğrenmek yerine sıfat-fiil, sıfat özelliği gösteren fiil kökenli kelimelerdir tanımı üzerinden öğrenmek bana daha kolay ve tatmin edici geliyordu. dil bilgisinin hemen her konusunu da tanımda ne demek istediğini anlamak üzerinden öğrenmek daha kalıcı, etkili, keyifli gelmiştir bana öğrenci olarak.

kapsam dışı bırakılmış ama beni türkçe ve dil konularında en çok etkileyenler üniversite hocalarım olmuştur.
0
wilhelmwasmuss
(22.11.16)
(7)

bu yazı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

zawisza
abartı, eksik, fazla var mı sizce?http://www.medyaege.com.tr/author_article_detail.php?id=16223
abartı, eksik, fazla var mı sizce?

www.medyaege.com.tr
0
zawisza
(22.11.16)
yazan kişi evde kendi sabununu yapıyor, odun sobası yakıyor, cep telefonu ve modem kullanmıyorsa sorun yok. cevap hayırsa gereksizce didaktik bir tavırla yazılmış.
0
sir gawain
(22.11.16)
Belli noktalarda hakli denebilir, cogu abarti.
0
evrim halkasi
(22.11.16)
bir kismi abarti bir kismi dogru, cok kolay uygulanabilecek ve atlanan seyler. kimse sehrin gobeginde kat kaloriferini atip soba kurup ona odun tasiyacak halde degil, bunu dusunmek ahmaklik ama sekerin kanser yaptigi ya da karbonatin guzel bir temizlik malzemesi oldugu gayet bilinen seyler.
0
kassiopeia
(22.11.16)
bu yazıyı daha önce bir facebook sayfasında okumuş ve çok geri zekalıca bulmuştum. her zaman geçmiş yaşamın iyi olduğundan dem vurulan bir düşünce kalıbına takılınılarak yazılmış bir yazı. he tabi sanki geçmişte götümüzü kerpetenle sıkıştırsalar oh ne güzel günlerdi denilebilecek malca bir yaklaşım. kanser denen yaratık benim de canımı çok yaktı nedenini bilmiyorum ama burda yazılanlarla ilgisinin olduğunu pek sanmıyorum.
0
for day to break
(22.11.16)
adam son derece haklı. yerden göğe kadar hakkı var.
0
babilbaligi
(22.11.16)
kapitalizmin amacı yeni ürünler satmak, şehirdeki hızlı yaşama uygun, içeriğin çok da önemli olmadığı ürünleri pazarlamak, sonrasında bu ürünlerin pek de sağlıklı olmadığı anlaşılınca da organik-doğal pazarı oluyor bir de.

birebir doğrudur değildir diyemeyeceğim ama doğada çözülebilen, ekolojik ve iyi fiyatlı ürünler bulabilirsiniz, ben ayrıca hayvan deneyi yapıp yapmamış olmasına da önem veriyoruz, çok uygun fiyatlı şeyler var. biraz daha uğraşıp www.zehirsizev.com deki gibi tariflere bakabilirsiniz.

kendimizi tümüyle soyutlamak mümkün değil ama salam, sosisin, monosodyum glutomatın, parabenin vs zararlı olduğu kanıtlandı, bunun için uyanık olmak lazım tüketim yaparken.
0
kaset
(22.11.16)
Kanser modern yasamla ortaya cikmis bir hastalik degil. Yazidaki her sey yanlis diyemem ama kanser oranindaki artisin yazida bahsedilmeyen pek cok nedeni var:
- Tip bilimi gelisti, teshis orani artti
- Insanlar eskisinden daha uzun yasiyor ve yasla birlikte kanser olma ihtimali artiyor
- Kanser hastalari tedavi ile senelerce yasayabiliyor ya da iyilesebiliyor, bu da toplumdaki kanser hastasi oranini artiriyor

Dogala donelim tamam, ama dogal olup kansere yol acan seyler de var. Mesela gunes. Bazi virusler. Bazi hastaliklar. Maymunlar da kanser oluyor. Diyet ve cevresel faktorlerin etkisi tabi ki var. Ama bu dogal hayata donsek her sey mukemmel olurdu anlayisi yardimci olmaktan cok kostek oluyor, bana sorarsan.

Ayrica "sokaktaki her on kişiden üçü kanser"? Hayir degil.
0
motrax
(22.11.16)
(1)

Çek cumhuriyeti vize basvurusunda islak imza sorunu

kasa kasa berg
Su an ogrenciyim ama devam zorunlulugum olmadigi icin, ailemin yanindayim.basvuruda islak imzali ogrenci belgesi istiyorlar, bu zorunlu mu yoksa e devlet belgem yeterli mi? Kimi acenta belirtmemis kimisi de belirtmis, uniye gidip bosa para harcamak istemiyorum.
Su an ogrenciyim ama devam zorunlulugum olmadigi icin, ailemin yanindayim.basvuruda islak imzali ogrenci belgesi istiyorlar, bu zorunlu mu yoksa e devlet belgem yeterli mi? Kimi acenta belirtmemis kimisi de belirtmis, uniye gidip bosa para harcamak istemiyorum.
0
kasa kasa berg
(21.11.16)
Çek Konsolosluğu acayip uyuz, ne dedilerse onu yapmanı öneririm.
0
evrim halkasi
(21.11.16)
(3)

Laptop HDMI TV Bağlantısı - Ses Sorunu

kfk
selam,win10 yüklü laptop'ımı hdmi ile tv'ye bağlıyorum. sadece 2. ekran yani tv ekranı aktif olarak kullanıyorum. tv açıkken, laptop'ı açtığımda ve görüntü tv'ye geçtiğinde, ses tv'den geliyor. eğer tv kapalı ama laptop açıksa, sonrasında tv'yi açarak görüntünün tv'ye geçmesini sağlarsam, ses laptop
selam,

win10 yüklü laptop'ımı hdmi ile tv'ye bağlıyorum. sadece 2. ekran yani tv ekranı aktif olarak kullanıyorum.

tv açıkken, laptop'ı açtığımda ve görüntü tv'ye geçtiğinde, ses tv'den geliyor.

eğer tv kapalı ama laptop açıksa, sonrasında tv'yi açarak görüntünün tv'ye geçmesini sağlarsam, ses laptop'da kalıyor ve windows ek hoparlör kaynağı olarak tv'yi görmüyor.

bunun sebebi ne olabilir?

bu arada sorun ilk günden beri yaşanmıyor. sanki bir windows güncellemesi sonrasında oldu. ama emin değilim.
0
kfk
(19.11.16)
Ses ayari ikonuna tiklarsan, inun uzerinde marka yaziyor olmali. O markaya tikla TV'yi sec.
0
evrim halkasi
(19.11.16)
@evrim halkasi

"eğer tv kapalı ama laptop açıksa, sonrasında tv'yi açarak görüntünün tv'ye geçmesini sağlarsam, ses laptop'da kalıyor ve windows ek hoparlör kaynağı olarak tv'yi görmüyor."

kısmında da belirttiğim gibi, bu durumda windows kaynak olarak tv'yi görmüyor. zaten problem bu:)
0
🌸kfk
(19.11.16)
Neremle okuduysam artik! Cok pardon hocam. :)
0
evrim halkasi
(19.11.16)
(1)

Kim Bu?

mattiadestro
bu arkadaş kimden bahsediyor?https://eksisozluk.com/entry/64022946
bu arkadaş kimden bahsediyor?

eksisozluk.com
0
mattiadestro
(19.11.16)
Can Dundar'dan.
0
evrim halkasi
(19.11.16)
(4)

Yurt Dışında Bildiri Sunmak

evc
Arkadaşlar bildiri sunmak ama yurt dışında, nasıl bişe? Yardımla şunla bunla İngilizce yazdım diyelim, bildiri sonrasında soru sorarlarsa cevap verebilir miyim bilemiyorum.. bildiri sunan muhakkak vardır burda, ne dersiniz? Napayım?
Arkadaşlar bildiri sunmak ama yurt dışında, nasıl bişe?
Yardımla şunla bunla İngilizce yazdım diyelim, bildiri sonrasında soru sorarlarsa cevap verebilir miyim bilemiyorum.. bildiri sunan muhakkak vardır burda, ne dersiniz? Napayım?
0
evc
(16.11.16)
Sen bildiriyi hazırla, gönder. Zaten bildirinin kabulü falan derken arada bayağı zaman oluyor, oturur İngilizce çalışırsın.
0
evrim halkasi
(16.11.16)
Korkum o soruları anlayabilir miyim? Diğer yandan da diyorum ki o kadar okumuş olucam, bişelrr derim herhalde.. doğru mu yanlış mı düşünüyorum?
0
🌸evc
(16.11.16)
Ben sundum bu yaz, çok keyifli ve yararlı oldu kendi adıma. O yüzden korkup vazgeçme.

Öte yandan evrim halkası +1, İngilizce çalışmaya fırsat yaratabilirsin böylece, geliştirmen için sebep olur. Orada sana soru soracak olanlar da öcü değil, anlamadığın zaman "Tekrar edebilir misiniz?" veya "Farklı kelimeler kullanarak kendinizi ifade edebilir misiniz?" diyebilirsin.
0
gmzo
(16.11.16)
güzel bir şey. konferans katılımlarında amaç yalnızca kendi bildirini sunmak değil aynı zamanda benzer konularda çalışan yabancı insanlarla tanışmak, işbirliği fırsatları yakalamak, farklı bakış açıları görmek oluyor aslında. yani bildirini sunduktan sonra benim işim bitti deyip şehri gezmeye çıkmamalısın. mesai gibi konferansın başlangıcından bitimine kadar olabildiğince çok sunum izleyip, olabildiğince çok kişiyle kaliteli iletişim kurmaya çalışmalısın.

bildiri sonrasında soru sorulması bu işe ilk başlayanların temel korkularından biri. ancak zamanla aslında soru sorulmamasından korkulması gerektiği anlaşılıyor. zira soru sorulması hem konunun hem sunumun dikkate değdiğinin, insanların ilgisini çektiğinin ve bir anlamda yapılan çalışmanın kalitesinin bir göstergesi olabiliyor. o yüzden tavsiyem daha yolun başındayken bu korkunu yenmen. Sunumunun son sayfasında "I will be happy to discuss your questions" diye yazabilirsin mesela.

sorulara cevap vermen büyük oranda ingilizce yeteneğinle de ilişkili. ingilizcen çok iyi değilse soru soranlar da zaten bunu dikkate alarak sorarlar genelde. ayrıca soranın ingilizcesi de çok iyi olmayabilir. yine de soruyu iyi anlamaya çalış. bir türlü anlayamıyorsan, soruyu anlayamadığını, ama oturum arasında kahve içerken soruyu tartışmaktan mennuniyet duyacağını söyleyebilirsin. anlayışla karşılanacaktır.

Son olarak çok sayıda prova yapmanı tavsiye ederim. ne kadar çok prova yaparsan söyleyeceklerini söylemen ve kendini ifade etmen o kadar kolaylaşır, kendini sahnede o kadar rahat hissedersin.
0
puc
(16.11.16)
(5)

anakart üzerindeki mavi çizgi

piranase
neden çizilmiş? kontrol için mi yoksa orijinal olmadığı için falan mı?edinfo: void etiketini ben açtım demek ki montajda yapılmış
neden çizilmiş? kontrol için mi yoksa orijinal olmadığı için falan mı?

edinfo: void etiketini ben açtım demek ki montajda yapılmış
0
piranase
(16.11.16)
çizik olan wi-fi kartı. neden olduğunu ben de çözemedim. bilgisayar ikinci else belki tamir görmüş, kart değişmiş olabilir. dediğin gibi kontrol için de olabilir çok düşük bir ihtimal ama. orijinallik şeyine de pek takılma artık her şey çin'de üretiliyor. çakma olsa da artık eskisi gibi dandik şey üretmiyorlar genel olarak. :)
0
seksli harf
(16.11.16)
işlem/servis görmüş parçalar için çizerlerdi eskiden bunu.
0
aşksız prens
(16.11.16)
Ben bilgisayari actim gecen, neredeyse butun parcalarda boyle cizik vardi. Nedenini bilmiyorum ama normal bir sey sanirim.
0
evrim halkasi
(16.11.16)
karışmasın diye falan montajda çiziyor olabilirler.
0
bohr atom modeli
(16.11.16)
montaj veya kalite kontrol amacıyla yapılıyor olabilir. sokette de var mesela. belli ki bi checklist takip ediliyor. tüm parçaların ve bağlantıların düzgün olduğu kontrol edilmiş.
0
sttc
(16.11.16)
(7)

Avrupa'da oturma izni ile başka schengen ülkesine geçiş

christopher nolan
Başka schengen ülkesine tatil amaçlı geçişte pasaport + residence permit kartı yetiyor değil mi?
Başka schengen ülkesine tatil amaçlı geçişte pasaport + residence permit kartı yetiyor değil mi?
0
christopher nolan
(15.11.16)
Pasaporta bile gerek yok diyorlar ama ben yine de tasiyorum, nolur nolmaz :) Yani cevap evet.
0
evrim halkasi
(15.11.16)
Nerede olduğuna bağlı. UK, irlanda, kıbrıs, hırvatistan, bulgaristan ve romanya'dansa vize, diğerleri için ayrı vize gerek.
0
noluyo yaa
(15.11.16)
Pasaporta gerek var. cunku pasaport genel seyahat belgesi, oturma izniyse orada bulunmana izin veren belge. (Bizzat yasadigim bir sorundan oturu bunu cok iyi arastirmistim)

Uk ve irlanda ve kibris'a gidemiyorsun. Ekstra vize lazim.

Bulgaristan, romanya ve hirvatistan'a ise schengen olmamalarina ragmen pasaport ve oturum izninle giris yapabilirsin.
0
kuehles blondes
(15.11.16)
@kuehles +1

pasaporta gerek yok diyen insanı tutuklanınca ararsın.

ab vatandaşı isen gerek yok. ama oturum kartın var ise pass+oturum kartı.

hatta bu durumu mayısta amerikalı bir öğrencim yaşadı, o kadar uyardım "ne olcak yeaaa amarigan vatandaşıyım ben" dedi, macaristana girerken olan kontrolde yakalandı, macar polisi ile muhatap oldu güzelce, evet o amerikan vatandaşı olduğu için senin muhatap oalcağın muamele kadar kötü muameleye maruz kalmadı.
0
kurnaz
(16.11.16)
Burada bile çoğu zaman çantada pasaport ile gezen biri olarak, pasaportsuz çıkmam zaten :)
0
🌸christopher nolan
(16.11.16)
yaşadığınız ülkede oturum kartı yeterli. pasaporta gerek yok. zaten amacı o.
0
kurnaz
(16.11.16)
pasaport olmadan cikmayi deneme bile. oturum karti tamamen baska bir olay. pasaportu kimlik gibi dusun.
0
matematik koyu
(16.11.16)
(3)

akademik makalede ikinci isim olmak

cedex
i10 ve h indeksleri açısından bir şey değişir mi?başka neleri etkiler? birinci isim olmak için kasayım mı?
i10 ve h indeksleri açısından bir şey değişir mi?

başka neleri etkiler? birinci isim olmak için kasayım mı?
0
cedex
(15.11.16)
Ilk isim demek calismanin cok buyuk kismini yapmis, makaleyi de yazmis kisi demek. Genellikle sorumlu yazar olur bu kisi. Ve elbette onemli bir sey bu. Yalniz bunun neresine kasacaksin anlamadim. Encok katkiyi yaptiysan yapmissindir zaten.
0
evrim halkasi
(15.11.16)
@evrim halkası +1; en çok emeği kim harcadıysa ilk yazar elbette o olacak.

ilk sorun için hayır, istersen 10. yazar ol.
ikinci sorun için (fen alanında): sadece doçentlik ve profesörlük kriterlerinde birer tane başlıca yazarlı SCI makale şartı var. yeni kriterlerde başlıca yazar olarak ilk yazar olma da kabul ediliyor artık (eskiden ya tez öğr. ya da tek yazarlı şartı vardı). Yani bir tek orada etkili olabilir.
durumu bilmeyerek birinci yazarlığın hakkın olduğunu düşünüyorsan bunu söylersin zaten, hakkın değilse hakkına razı gelmen gereki. ötekisi yanlış bir hareket olur.
0
puc
(15.11.16)
valla türkiye'de kim daha çok çalıştıysa o olmuyor ilk yazar, hocaya kim daha çok yalakalık yaptıysa çatır çatır o oluyor. olmuşu var, oradan biliyorum.
0
devilred
(15.11.16)
(4)

master için türkiye'den burs bulunabilir mi?

lion de la Turquie
başarılı bir öğrenci için mühendislik alanında master kabulü geldi. maddi durumları elvermiyor okul ücreti olmayan bir ülkede cok iyi bir okuldan kabul aldı. burs için nerelere gitsin? alan makina(otomotiv)a) otomotiv şirketlerib) burs kurumları tev v.s.aklınıza nereler geliyor tecrübeli duyuru kull
başarılı bir öğrenci için mühendislik alanında master kabulü geldi. maddi durumları elvermiyor okul ücreti olmayan bir ülkede cok iyi bir okuldan kabul aldı.

burs için nerelere gitsin? alan makina(otomotiv)

a) otomotiv şirketleri
b) burs kurumları tev v.s.

aklınıza nereler geliyor tecrübeli duyuru kullanıcıları?

iyi geceler, iyi haftalar dilerim.

Edit: TEV 2.öğretim okudundugundan lisansta vermiyor. Ylsy için geri hizmet var devlet memuru olma şartı var. Daad tevle çalışıyor. Ülke almanya fulbright çalışmıyor. Kredinin ödemesi 2 sene sonra mümkün olsa alırdık. Maalesef bu secenek de olmuyar.
0
lion de la Turquie
(14.11.16)
tev bursu, meb, fullbright, cheviening, ylsy, daad falan var bunlara baksın, otomotiv şirketlerinden bir şey çıkacağını sanmam
0
limoncello
(14.11.16)
Zaten kabul almak genellikle sorun olmuyor, olay bursa alabilmekte. TÜBİTAK'a basvurdu mu? Otomotiv şirketlerini deneyebilir ama zor. Almanya ise DAAD var TEV ile ortaklaşa veriyorlar.
0
evrim halkasi
(14.11.16)
kabulde sorun yokki almanyada zaten.

burs değil kredi alın. şunu geçtim geri hizmetten kaçıyorsanız zaten burs aramıyorsunuz eğitim için. çıkarcılık var yani.
0
kurnaz
(14.11.16)
Bunlardan başka KYK yurtdışı bursu kalır geriye, onu hiç alan duymadım, soruşturun bence. Ama zaten dediğim gibi kabul almakta sorun yok, çoğu kişi kabul ediliyor, burslar çok kısıtlı. Kabul aldığı hocayla görüşsün, asistanlık veya proje çalışanı olabilir mi öğrensin. Tek şansı bu gibi görünüyor malesef.
0
evrim halkasi
(14.11.16)
(1)

Tıp dergisi tavsiyesi

black heist
Merhaba. Tıp üçüncü sınıftayım ve ortalama bir tıp öğrencisinin okuyup anlayabileceği aylık medikal dergi arıyorum. Hani diyetisyenlerin falan oluyor ya mesela, nutritionistanbul gibi. Tavsiyesi olan varsa beklerim. Tesekkurler.
Merhaba. Tıp üçüncü sınıftayım ve ortalama bir tıp öğrencisinin okuyup anlayabileceği aylık medikal dergi arıyorum. Hani diyetisyenlerin falan oluyor ya mesela, nutritionistanbul gibi. Tavsiyesi olan varsa beklerim. Tesekkurler.
0
black heist
(12.11.16)
Toplum ve Hekim olabilir. TTB'nin dergisi.

Tip 3. sinif ogrencisi artik arastirma makalelerini de okuyabilir bana kalirsa. scholar.google.com dan istedigin anahtar kelime ile arastirma yapip ilgini ceken makaleleri okuyabilirsin.
0
evrim halkasi
(12.11.16)
(6)

ruslar şu an bilim alanında nasıl

cedex
ieee dergilerinde çok makale göremiyorum, kendi dillerinde mi basıyorlar yoksa türkiye gibi bilimsel çıktı mı yok?
ieee dergilerinde çok makale göremiyorum, kendi dillerinde mi basıyorlar yoksa türkiye gibi bilimsel çıktı mı yok?
0
cedex
(12.11.16)
Paleontoloji alanında pek çok konuyu sadece Ruslar çalışıyor :'(
0
ahoydear
(12.11.16)
Benim alanimda da bayagi Rus var. Danismanim da Rus zaten.
0
evrim halkasi
(12.11.16)
Rusça makale yayınlıyorlar genelde. Rastlamamışsındır o yüzden
0
sack jparrow
(12.11.16)
evet makaleleri genelde kendi dillerinde oluyor, İngilizce çıkmıyor.
0
gezegen olan pluton
(12.11.16)
Usenmedim arastirdim, Nature'in 2016 tablosuna gore yayin siralamalarinda 20. siradalar. www.natureindex.com
0
evrim halkasi
(12.11.16)
eski matematikçilerinde bi sürüsü rus.

bn dsarisi souk oldğu icn evde oturp clstklarini dusunoyrm.

www.google.com.tr

ancak twitch'in de %70'i rus. genç nesil bütün gün counter strike oynuyor. diğer bütün oyunlarda da hep ruslar var çoğunlukla
0
güneyli çocuk
(12.11.16)
(2)

yurt dışında doktora öncesi araştırmaya dahil olmak

lordoz
önümüzdeki sene ingiltere'de doktora yapmak istiyorum.doktoraya başvurmadan önce de, oradaki bir araştırmaya dışardan katılmak ve hem yapıyı az-çok öğrenmek hem de çevre edinmek istiyorum.master bitti, herhangi bir yerde öğrenci değilim şu an ve tam zamanlı çalışıyorum.bu şekilde yurt dışında bir ar
önümüzdeki sene ingiltere'de doktora yapmak istiyorum.

doktoraya başvurmadan önce de, oradaki bir araştırmaya dışardan katılmak ve hem yapıyı az-çok öğrenmek hem de çevre edinmek istiyorum.

master bitti, herhangi bir yerde öğrenci değilim şu an ve tam zamanlı çalışıyorum.

bu şekilde yurt dışında bir araştırmaya türkiye'den dahil olmuş olan var mı? böyle bir şeyi ayarlamak için en uygun yöntem nedir? direkt araştırma konuları ilgimi çeken bir hoca bulup yazmalı mıyım yoksa başka yollar da var mı?
0
lordoz
(11.11.16)
internship olarak dahil olmak mümkün olabilir, bir sormak lazım.
0
ron dennis
(11.11.16)
Direkt hocalarla yazismak en iyi yoldur bu gibi durumlarda.
0
evrim halkasi
(11.11.16)
(1)

akademik kadro başvurularında toelf geçerliliği var mı?

kivanc1
merhabalar,yakında açılmasını beklediğim bir pozisyona başvuracağım fakat yds puanım çok yüksek değil, yakında yds de yok. toelf'a (ibt) girip yüksek bir puan alsam devlet veya vakıf üniversitelerinin akademik kadrolarında denkliği oluyor mu?teşekkürler.
merhabalar,
yakında açılmasını beklediğim bir pozisyona başvuracağım fakat yds puanım çok yüksek değil, yakında yds de yok. toelf'a (ibt) girip yüksek bir puan alsam devlet veya vakıf üniversitelerinin akademik kadrolarında denkliği oluyor mu?

teşekkürler.
0
kivanc1
(09.11.16)
Evet, OSYM'nin donusum tablosuna bakabilirsin.
0
evrim halkasi
(09.11.16)
(4)

Tez için gerekli kitabı bulamıyorum.

qazaqwsx
Merhaba,Tezim için birincil kaynak olan bir kitabı hiç bir kütüphane bulamadım ulaşabileceğim. İnternette de bulamadım ama sanırım ben beceremedim bilmiyorum.Ne yapabilirim? Böyle durumla karşılaştınız mı hiç? Bu durumda sürekli o kitaba atıf yapan ikincil kaynakları kullansam sorun olur mu ki?
Merhaba,

Tezim için birincil kaynak olan bir kitabı hiç bir kütüphane bulamadım ulaşabileceğim. İnternette de bulamadım ama sanırım ben beceremedim bilmiyorum.

Ne yapabilirim? Böyle durumla karşılaştınız mı hiç?

Bu durumda sürekli o kitaba atıf yapan ikincil kaynakları kullansam sorun olur mu ki?
0
qazaqwsx
(09.11.16)
hangi kitap, konum neresi?
0
shi aila
(09.11.16)
Turkiye'de herhangi bir kutuphanede varsa, okulunun kutuphanesi araciligiyla istetebilirsin. Yurtdisindaki kutuphanelerden de istetebilirsin. Hangi kutuphanelerde oldugunu su linkten gorebilirsin: www.worldcat.org

Ya da o kutuphanelerin yakinlarinda bulunan birilerinden tarayip sana yollamalarini rica edebilirsin.
0
evrim halkasi
(09.11.16)
Uni wien kutuphanesinde bulamadim.
Ismarlama imkani varsa sordurabilirim.
0
kuehles blondes
(09.11.16)
ulusal toplu katalogda tarattim, kitap türkiye'de herhangi bir kütüphanede bulunmuyormus. bu durumda kitabi ya üniversite kütüphaneniz araciligiyla interlibrary loan ile ismarlayacaksiniz ya da satin alacaksiniz.

sahsen tezim icin birincil kaynak olan kitaba ne yapar eder, ulasirdim.
0
shi aila
(09.11.16)
(5)

Yurtdışına temelli gidenler; aile ile ayrılma durumunu nasıl halletiniz?

s0phiesw0rld
Ne bileyim; anne babanız gidin kendinizi kurtarın mı dedi, yoksa biz ne olacağız diye size içten içe bir kırgınlık mı duydu? Bir tarafınız bu acıyı yaşıyor mu yoksa alıştınız mı bu duruma artık? Anne babanız kendine bakamaz duruma gelince ne yapacaksınız ayrıca? Aklınızda ne varsa yazın lütfen...Yak
Ne bileyim; anne babanız gidin kendinizi kurtarın mı dedi, yoksa biz ne olacağız diye size içten içe bir kırgınlık mı duydu? Bir tarafınız bu acıyı yaşıyor mu yoksa alıştınız mı bu duruma artık?

Anne babanız kendine bakamaz duruma gelince ne yapacaksınız ayrıca? Aklınızda ne varsa yazın lütfen...

Yakın gelecek için temelli ayrılmam olası ve bunca senedir beraber yaşadığım ailemden ayrılacak olmak içimi parçalıyor. Ama ayrılmazsam da ülkenin durumu malum.
0
s0phiesw0rld
(08.11.16)
Ilk ayrilirken agladik da benim istedigim bir seydi, hep kararimin arkasinda durdular. En buyuk destekcim oldular. Simdi de "gelme" diyorlar, gitmicem de zaten.
Kendi isleri oldugu icin istedikleri zaman ziyarete gelebiliyorlar, cunku ucus 2 saat suruyor.
Kendilerine bakamaz duruma geldikleri zaman dusunuruz, mesela babannemin ve dedemin bakicisi var, gerci babannem oldu de. Haftada 1 filan ugruyolar yani daha napsinlar ki? Ben de elbette elimden geleni yapicam, onlara danisip. Isterlerse yanima alirim isterlerse turkiye'de takip ederim, gerekirse haftasonlarimi istanbula gidip gelmeye ayiririm vb ki illa yaslaninca kendilerine bakamayacaklar diye bir sey yok zaten :)

Aci filan yok, facetime vb yapiyoruz goruntlu konusmak istersek vs vs
0
kuehles blondes
(08.11.16)
Hic problem yasamadik. 13 yasinda evden ayrilmistim, o sebepten birbirimizin yoklugunu hic aramayiz normalde de. Annemle zaten dogru duzgun gorusmuyoruz, evlendi huzurlu onu biliyorum. Icim rahat.
Babam da egitim deyince akan sular durdugu icin asla oyle aglayim edeyim yapmaz. Ben Turkiye'den ayrildiktan birkac ay sonra o da evlendi, huzurlu mutlu.

Tabii bu rahatlik biraz da donecek olmamdan kaynakli. Ne zaman donecegimi bilemesem de nasil olsa donecek modunda herkes.
0
evrim halkasi
(08.11.16)
Agabeyim yurtdisinda. Aynen dedigin gibi git kendini kurtar diyerek gonderdiler. Ilk iki yil hic gorusemedik.

Neredeyse sekiz yil olacak. Uzaktan cok sever. Annemin babamin basina bir sey gelirse " kizimiz var bize bakar" dusuncesiyle dogurduklari ben varim, o yuzden cok ipledigini sanmiyorum.
0
geçerkenugradım
(08.11.16)
türkiye'den ayrılmadan önce de uzun süredir aileden ayrı yaşıyordum zaten, bu yüzden pek zor olmadı açıkçası. annem başta biraz duygusal davrandı ama birkaç ay sonra "orada düzenini kur da gelme buraya" demeye başladı. onun dışında tüm aile fertleriyle türkiye'dekinden çok daha sık konuşuyoruz. genelde de böyle olmaz mı zaten? normalde haftada bir, iki haftada bir birkaç dakika telefonda konuşurken şimdi en kötü iki günde bir konuşuyoruz.

yaşlanınca kendilerine bakamaz duruma gelme konusu hiç aklımın ucundan bile geçmemişti açıkçası. bilmiyorum, bizim sülalede kimseyi hatırlamıyorum öyle.

bu arada "sour" haklı. daha baştan bu şekilde düşünüyorsan günü geldiğinde epey sıkıntı çekeceksin anlaşılan. yani ben mesela ailem ve arkadaşlarım ısrar etmese türkiye'ye adımımı bile atmam. öyle gündemle alakalı falan değil ha, sadece aklımdan geçmez hani. tuhaf ama hiçbir şeyi, kimseyi özlemiyorum. insanları seviyorum ama özlem duygusu yok.
0
philus
(08.11.16)
her ne kadar gitmemi istemeseler de desteklediler. acı falan yok, özlemiyorum bile desem yalan olmaz. senede bi kaç keç görüşmek yetiyor. zaten haftada 1-2 konuşuyoruz.

ayrılmadan önce de onlar yaşlandığında hastalık durumu hariç yanlarına yerleşip veya onları yanıma alıp bakmak gibi bi planım yoktu zaten. bakıcıyı karşılayacak durumdalar, olmazsa ben bulurum.

kendi huzurun için ayrıl derim. en büyük zorluk gittiğin yerde sosyal çevre edinmek. o olursa zaten meşgul oluyorsun, canın sıkılmaz, yalnız kalmaz, özlem duymazsın.
0
sttc
(08.11.16)
(2)

SPSS'te clustered boxplot çözümü

la noix
https://www.researchgate.net/profile/Cesar_Spadella/publication/5921000/figure/fig2/AS:314575439319041@1452012037447/FIGURE-3-Box-plot-of-GBM-thickness-micrometers-in-normal-diabetic-and-treated.pngşunun gibi bir boxplot çizmek istiyorum ama x axis'i saatler (0, 1, 2) ve clustered olan kısım da diab
www.researchgate.net:314575439319041@1452012037447/FIGURE-3-Box-plot-of-GBM-thickness-micrometers-in-normal-diabetic-and-treated.png

şunun gibi bir boxplot çizmek istiyorum ama x axis'i saatler (0, 1, 2) ve clustered olan kısım da diabetik/diabetik değil şeklinde olsun istiyorum. elimde kan glukoz sonuçları var 0,1,2 için. ayrıca bir de saat variable'ı mı lazım?

excel de olur :)

teşekkürler
0
la noix
(08.11.16)
R'da ggplot'la yapsana? Biraz baksan hizla anlarsin.
0
evrim halkasi
(08.11.16)
peki spss ya da excel'de? yeniden bir programla uğraşmak istemiyorum bu kadar ufak bişey için
0
🌸la noix
(10.11.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.